20.12.2017
Yazı: Haluk Damar
Kuşkusuz her müzik dinleyicisi, takip ettiği janrın tarihsel gelişimine göre bir zaman aralığını yerinde tecrübe etmek amacı ile zaman makinası icat etmeyi hayal etmiştir. Rock, hip hop ve elektronik müzik gibi janrlarda değişim gösterebilecek bu zaman aralığı bir caz dinleyicisi için tek bir yıldır. 1959 yılı.
Tüm zamanların en önemli caz albümü olan Kind Of Blue'nun kaydedildiği, serbest caz akımının başladığı, (elbette klasik cazda serbestlik kavramı özelinde) kendinden önce icra edilen caz müziğini sırtlanıp yeni bir yol haritası ortaya koymanın peşine düşen kahramanların ortaya çıktığı ve son olarak caz janrında yer alabilecek farklı melodi ölçülerine doğru ilk kez keşfe çıkıldığı yıl. Kısaca ifade etmek gerekirse, cazın sigara dumanı kaplı alçak tavanını kırıp, göğe yükseldiği yıl.
Hatta bahsettiğim hayali zaman makinesi tam olarak programlanabilir ise "Kilise" lakaplı Columbia 30th Street Studio, New York, Manhattan adresi bu efsanevi yılı tam yerinde tecrübe etmek için en doğru lokasyon olacaktır. 1959 yılı içerisinde yayınlanan ve caz tarihini değiştiren dört albümden üç tanesi (Miles Davis - Kind Of Blue, Charles Mingus - Ah, Um ve Dave Brubeck - Time Out) bu efsanevi stüdyoda, aynı prodüktör (Teo Macero) tarafından kaydedilmiştir.
Caz tarihinin en efsanevi yılını bu dört albüm üzerinden keşfe çıkıyoruz.
Miles Davis - Kind Of Blue - 1959
Miles Davis'in Kind Of Blue albümü, caz janrının duygu ve gerçek (var olan ve var olduğuna inanılan) arasında hissedilebilir bir bağ kurabilen tek albümüdür. Bu önermenin şahsımca en büyük kanıtı bütün albümün bir parça haricinde tek seferde kaydedilmiş olmasıdır. Miles Davis ve orkestrası (Miles Davis Ensemble Sextet) ruhani bir melodi seansını gerçek zamanda kaydetmiş ve müzik tarihine armağan etmişlerdir.
Piyanoda Bill Evans ve Wynton Kelly, davulda Jimmy Cobb, kontrbasta Paul Chambers, saksafonda John Coltrane ve Julian "Cannonball" Adderley "kilise" içerisinde birbirleri ile benzersiz bir müzikal iletişim kurmuş, albümün prodüktörü olan Teo Macero da üzerine düşen görevi başarı ile yerine getirerek bu efsanevi anı tarihe kayıt etmiştir.
"O gün stüdyoya adım attıklarında gerçekleştirmek üzere oldukları seansı yüce manifestoları olarak görmüyorlardı. Hatta bu akıllarına bile gelmemişti. Bu seansa bir klasiğin doğumu olarak da bakmıyorlardı. Bu seans sadece o güne atanmış bir müzikal birliktelikti." - Ashley Kahn
"Kayda girerken elimde neredeyse hiç müzik yoktu. Sadece üzerinde dönüşler olan bir parça kağıt vardı." - Jimmy Cobb
"Albümün ilk parçası olan "So What" intosu tamamen emprovizedir. Herhangi bir zaman referansı yoktur. Herhangi bir vuruş referansı yoktur." - Herbie Hancock
Kimilerinin dünyanın en çok satan caz albümü olarak bildiği, kimilerinin birçok dinleyiciye caz müziğini aşılamayı başardığı için "dönüştürücü" adını verdiği Kind Of Blue albümü 1959 yılında caz janrını hala aşılamamış bir zirveye oturtmayı başarmıştır.
"Miles Davis'in Kind Of Blue albümü caz janrına yepyeni bir yol haritası kazandırmıştır. Cazın yaratımı ile ilgili yeni bir düşünce biçimi ortaya koymuştur." - Herbie Hancock
Dave Brubeck - Time Out - 1959
1959 yılında cazın kazandığı perspektiflerden başka bir tanesi de Dave Brubeck'in Time Out albümü idi. Tamamen ritmik bir deney olan Time Out albümünde yer alan bütün parçalar farklı bir tempo ve ölçü taşıyordu. Time Out albümünün en önemli özelliği, yaratıcısı olan Dave Brubeck'in farklı tempolarda gezinebilecek bir ekip yaratma isteğini zamana yayması sonrasında olabilecek en mükemmel quartet ile vizyonunu en doğru biçimde ortaya koyabilmiş olmasıdır.
Miles Davis'in aksine yaratmak istediği vizyon üzerinde yıllarca çalışan Brubeck, 1950'li yıllar sonrasında Gerry Mulligan, Gil Evans ve Lee Konitz ile hız kazanan cool caz ve Benny Carter dan esinlenen bebop menşeeli batı yakası cazını benzersiz bir biçimde bir araya getirmiştir.
Time Out albümünün en önemli temel yapılarından bir tanesi de Amerikan hükümetinin finanse ettiği bir turne ile Türkiye'ye gelen Brubeck'in İstanbulda karşılaştığı sokak müzisyenlerinden gördüğü ritmik formasyonları caza uyarlamasıdır. Albümün en önemli parçası "Blue Rondo a la Turk" Türk ritm formasyonları ile başlar, ardından kısa vuruşların birlikteliği ile oluşan Bulgar formasyonuna döner, sonra batı formasyonunda piyano ve saksafon sololarına evrilerek son bulur.
Dave Brubeck ve Time Out albümü benzersiz bir vizyonun yıllarca çalışma ile harmanlanarak ortaya çıkarılmasının hikayesidir.
Charles Mingus - Ah, Um - 1959
Efsanevi besteci Charles Mingus ise cazın nasıl ileriye taşınacağı sorusunu daha farklı bir biçimde sormuştu. Mingus'a göre caz, periyodik olarak türlerin yer aldığı bir takvimden öte olmalı, bu gün, şu anda icra edilen ile mutlak ilişki kurmalıydı. Mingus'a göre geçmiş ve gelecek hayali kavramlardı. Tek geçeklik; gerçekleşen "an" ile ilintili olandı.
"Mingus zaman kavramlarından bağımsızdı. Onun için bir müzik akımın belirli yıllar içerisinde etkisini yitirmiş olması birşey ifade etmiyordu. Mingus'a göre eğer bir akım yirmi yıl önce geçerli ise, şu anda da geçerli idi." - Stanley Crouch
Caz tarihinin eğlenceli mitlerinden olan Mingus'un ellerinin büyüklüğü, Ah, Um albümünün temelini oluşturur. Ah, Um Mingus'un devasa elleri ile başka icracıların bas ile yapamadığı hareketleri yapabiliyor olmasının kayda dökülmüş halidir. Mingus'un yıllarca sahnelerde sergilediği akıl almaz şovlarının kayıt altına alınmasıdır. Bu albümde sergilediği teknikler ile Mingus, caz janrının bas periyodunun en önemli bas icracısı ünvanı kazanmıştır. Mingus'un Ah.Um albümünde kaydettiği bazı seslerin muhteşemliği ancak bu biçimde ifade edilebilir.
Ah, Um aynı zamanda Charles Mingus'un bir besteci olarak da efsaneleşmesine de olanak sağlayan bir albümdür. Bu önermeye verilebilecek ön güzel örmek ise albümde yer alan "Self-Portrait in Three Colors" parçasıdır. 3 ufak parçanın bir araya gelmesinden oluşan bir bütün olan bu eser, tamamen sololardan bağımsız olarak icra edilen çok detaylı bir bestedir. İşte Mingus'un bu özel düşünce biçimi ve zamansız dokunuşları Ah,Um'u caz tarihini değiştiren yılılın en önemli albümlerinden birisi yapıyor.
Ornette Coleman - The Shape Of Jazz To Come - 1959
Adından da kolayca anlaşılacağı gibi 1959 yılı itibari ile Ornette Coleman'ın caz müziğin nereye gitmesi gerektiğine dair çok belirgin bir vizyonu vardı. Ama bu vizyonu gerçekleştirmek için ihtiyaç duyduğu müzisyenleri bulması hiç kolay olmadı. 1958 yılında yerleştiği Los Angeles şehrinde, uzun süre gitmek istediği yerlere giderken kendisine yol arkadaşı olabilecek bir müzisyene rastlamadı.
"Gerry Mulligan'ın sahne aldığı The Hig isimli caz klübüne gitmiştik. Mulligan ve orkestrası sahne aldılar. Kısa bir süre geçtikten sonra bir adam sahneye yanaştı ve Mulligan'a sahnede eşlik etmek için izin istedi. Çantasından beyaz, plastik bir saksafon çıkardı. Daha önce hiç plastik bir saksafona rastlamamıştım. Bu yabancının çalmaya başlaması ile birlikte kendimi cennette buldum. Son derece kaba ve sert bir müzikal tavrı vardı. Bu benim de uzun süredir hissettiğim bir güdüydü." - Charlie Haden
"Onların emprovizasyon yaptıkları parçalar bile yazılmıştı. Emprovizasyon yapıyor gibi görünüyor olsalar da aslında daha önce kurulmuş bir yapıyı takip ediyorlardı. Ben ise farklıydım. Onlara gerçekten emprovizasyon yapmak istediğimi, şu anda yaratım yapmak istediğimi açıkladım. Bana bu şekilde çalamayacağımı söylediler." - Ornette Coleman
Ornette Coleman'ın kafasında yarattığı benzersiz vizyonu hayata geçirmek için ihtiyaç duyduğu tek özellik yetenek değildi. Ornette, kafalarına serbest emprovizasyon algısını tam olarak yerleştirmek için esnek düşünce yapısına sahip olan müzisyenlere ihtiyaç duyuyordu.
Elbette kolay tahmin edilebileceği üzere Ornette Coleman'ın The Shape Of Jazz To Come isimli başyapıtı 1959 yılında beklenen etkiyi oluşturmadı. Ama bu tespit, günümüzden geriye bakıldığında öneminin ve etki alanının her geçen yıl artığı bir başyapıt olduğu gerçeğini değiştirmiyor.
"Önce bu albümle ne yapacağımı anlamadım." - Herbie Hancock
Elbette Coleman The Shape Of Jazz to Come ile nüklüer bir savaşın eşiğinde duran Amerika’ya da sesleniyordu. Coleman, bütün bir dünyanın nüklüer bir patlama ile yok olabileceği senaryosununda "fareli köyün kavalcısı" rolünü üstlenmişti. Sanatsal yaratımından bağımsız olarak sadece düşünce biçiminin kusursuzluğu ile dahi The Shape Of Jazz to Come, tüm zamanların en önemli caz albümlerinden birisidir. 1959 yılında yayınlanan bu albümde var olan düşüce mimarisinin ses ile birlikte oluşturduğu yapının mükemmelliğine bugün bile hayran kalmamak imkansız.
Trompette Don Cherry, basta Charlie Haden ve davulda Billy Higgins’den oluşan, prodüktörlüğünü Nesuhi Ertegün'ün yaptığı The Shape Of Jazz to Come albümü, 1959 yılından günümüze seslenmeyi başarabilen çok nadir albümlerden olma özelliği ile bile caz tarihinde benzersiz bir yere sahip.