24.09.2020
“Kendi sesinizi arayın, kendinize ve enstrümanınıza vakit ayırın”: Deniz Taşar ile Söyleşi
Bu yıl 30. yaşını kutlayan Akbank Caz Festivali’nin yürüttüğü JAmZZ Akbank Caz Festivali Genç Yetenekler Yarışması’na başvurular, 30 Eylül tarihine kadar sürüyor. Caz alanındaki genç yeteneklere Türkiye’nin önde gelen caz müzisyenleriyle “jam session” yapma fırsatı sunan yarışmanın 2013 ayağında “En İyi Yorum" ödülünü, Türkiye yeni nesil caz sahnesinin en karakteristik seslerinden biri olan Deniz Taşar kazanmıştı. Yeni albümünün kayıtlarını tamamladığını öğrendiğimiz Deniz Taşar, Akbank Caz Festivali’nin Yıl Boyu Caz konserleri kapsamında İstanbul kitapçılarına taşınan “Caz Odada” performans serisi için de 8 Mart 2020’de Kitap Koala’da dinleyici karşısındaydı. Deniz Taşar’dan sahneyle ilişkisine, JAmZZ Akbank Caz Festivali Genç Yetenekler Yarışması’nın kariyerindeki yerine ve yeni albümünden neler bekleyebileceğimize dair yanıtlar aldık.
Röportaj: Ekin Sanaç
Sahneye adım attığın ilk ana dönmeni istesek, bu an sende şimdi ne gibi duygular, izlenimler ve anılar canlandırıyor?
İlk sahne dendiğinde iki bambaşka ama aslında birbirini tamamlayan an ve hisse gidiyorum. İlki, bayılacak gibi olmama sebep olan mide bulantısı ve gerginlik! Bir cesaretle adım atmak, gözlerin kararması ve titreyerek sahneye yürümek... İkincisi ise sahnede o ışığın yüzüme vurması ve bu kez seyircinin kararmasıyla içimi kaplayan huzur ve aidiyet hissi. Çok net hatırladığım bir anım var. Bir tiyatro oyunu esnasında sahnede iken “burası evim gibi, bir daha hiç inmek istemiyorum” demiştim içimden, hayat bana bu şansı verdiği için çok mutluyum. Hep çekingen bir yapım vardı, nasıl kırıp da kabuğumu cesaret edebilmişim vakti zamanında, hâlâ bazen tuhaf geliyor. O kız çocuğuna çok şey borçluyum.
2013 yılında katıldığın JAmZZ Akbank Caz Festivali Genç Yetenekler Yarışması’nda “En İyi Yorum" ödülünün kazananı sen olmuştun. Bu ödülün senin hikayende ve kariyerindeki yerini biraz anlatır mısın?
2013 benim cazla profesyonel ilişkimin başladığı, kritik bir sene. O vakte kadar 15 yaşından beri sahne sanatlarıyla ilgilenmiş fakat bunu bir kariyere dönüştürmeyi hiç düşünmemiştim. Sanatta yarışmaya inanan biri değilim fakat tanışmaya diye gittiğim ve bu güzel ödüle layık görüldüğüm organizasyon bana çok moral verdi ve müziğin bendeki yerini sağlamlaştıran bir deneyime dönüştü. Yarışma süreci keyifli ve besleyiciydi, sonraki sene gönderildiğim caz workshop’u ise unutulmaz bir deneyimdi. Böylelikle bu yola bir nevi İtalya’da New Yorklu caz vokalisti Amy London’ın masterclassları, Venedik Caz Festivali sahneleri ve dünyanın her bir yanından gelen müzik öğrencileriyle paylaştığım sohbet ve jam sessionlarla başlamış oldum. Daha güzeli ne olabilir ki?
30. yılını kutlayan Akbank Caz Festivali’nin JAmZZ Genç Yetenekler Yarışması yeni seserle buluşmak için yeniden yola çıktı. Caz alanında ilerlemeye baş koyan genç arkadaşlarla ne paylaşmak, onlara neler söylemek istersin?
Cazla ilgileniyorsanız bu dünyanın içine atılmak için hiç vakit kaybetmeyin derim. JAmZZ bunun için harika bir fırsat. Dinlediğiniz her müzik, izlediğiniz her konser, deneyimlerinden besleneceğiniz müzisyenlerle her sohbet size bir şeyler katacak, sizde yeni ufuklar açacaktır. Hayat boyu öğrencisi olacağınız bir şeye âşık olmuşsunuz, çok çalışın, tanışın, yeri geldiğinde cesur ve kendinden emin, yeri geldiğinde mütevazı ve gözlemci olmayı bilin. Kendi sesinizi arayın, onu çıkaracak yetkinliğe erişmek için de kendinize ve enstrümanınıza vakit ayırın. En azından ben öyle yapmaya çalışıyorum. Günün sonunda en mühim şey kim olduğumuzu, ne yapmak istediğimizi ve onu nasıl yapabileceğimizi keşfetmek; bunun için de zaman gerek.
Yeni albümünün kayıtlarını tamamladın bildiğimiz kadarıyla. İlk mini albümün Uykuda Bir Bulut’tan bu yana geçen beş senenin izleri albümde ne şekillerde vücut buluyor? Albümün temel motivasyonları ve yol göstericilerinden bahsedebilir misin?
“Uykuda Bir Bulut”u kaydettikten hemen sonra başlamıştım yeni şarkılar karalamaya. Bazılarını çalıyor, bazılarını saklıyordum. Beş sene az buz zaman değil, insan çok değişiyor. Hele ki böyle kritik yaşlarda, sanki her ay büyüdüğümü hisseder gibiyim. Bu esnada hayatım ve müziğe bakışım, dinlediğim ve üretmek istediklerim de oldukça değişti. Arada tekliler ve başka projeler oldu, denedim, ürettim, yazmaya devam ettim. Gelecek albüme bu geçen beş yılıma iz bırakmış bazı hislerimi mırıldandım. Yaklaşımı, üretim süreci ve oluşturmaya gayret ettiğimiz soundu epey farklı oldu ilk albümden. Sözlerin oldukça ön planda olduğu, müziğimizin genişlediği ve daha da tanımsızlaştığı, bir yandan bana çok “şarkı şarkı” gelen parçalar hazırladık. Geçen yıl sizle buluşan “Onu Ona Ona Onu”nun bıraktığı yerden bizi alıp, sizi bazı dertlerime, sözlerime, fikirlerime ortak etmesini diliyorum. Bir sürü fikir olsun istemedim, yedi parçalık, net bir anlatım peşinden gittim, bunu yaparken bir sürü zenginlik kattık şarkılara konuk müzisyenlerle. Özetle, beş senemi dolu dolu yaşatan ama hepsine günümüzden bakan, anlatımlarıyla samimi, müzikal arayışıyla beni çok heyecanlandıran bir albüm oldu. Seveceğinizi umuyorum.
Albümün yayın takvimi belli mi? Albüm için herhangi bir görsel eşlikçi ya da özel planın var mı?
Belli diyemiyorum henüz, biraz da çekiniyorum aslında. Her gün başka bir macerayla karşılaşırken bazen önümüzü net göremiyoruz, dileğim yıl bitmeden yayınlamak yönünde. Pandemi dolayısıyla bitirip paylaşamadığım, senelerdir görsellerini topladığım, son çıkan ve albümde de yer alan parçamız “Uzaktan”ın klibiyle başlamak istiyorum görsel dünyamızı tattırmaya, sonrası da sürpriz olsun.