Ande Ömeroğlu, Boğaziçi Üniversitesi felsefe bölümünde lisansını Sanat ve Film Araştırmaları Sertifikaları ile birlikte tamamlamıştır. 2019 yılının yaz aylarında Mixer Sanat Galerisinde staj yapmıştır. 2018-2019 yılları arasında Yakın İlişkiler ekibinde kurucu yazar olarak görev almıştır. Eğitim hayatı süresince Boğaziçi Üniversitesi Sosyal Hizmet Kulübü, Boğaziçi Üniversitesi Ayvalık Yaz ve Kış Okulları Proje’lerinde aktif rol oynamıştır. 2019-2020 yıllarında Çağdaş Sanat ve Küratörlük Seminer Programı katılımcısı olan Ande Ömeroğlu, programı üçüncülükle tamamlamıştır.
Tarihsel tutum, çok hatırlayıp az unutmaya ilişkin olduğundan bireysel ve kültürel boyutta bilişsel bir tıkanıklık ya da çöküşe neden olabilecekken, tarihsel olmayan tutum bireysel ve kolektif geçmişi silmek konusunda çok ileriye gidebilir.
Sergi ismini Nietszche’nin tam da bu tarihsel olma ve tarihsel olmama bir diğer deyişle hatırlama ve unutma arasındaki dengeyle ilişkilendirdiği plastik güç kavramından alıyor. Plastik güç, kısaca, geçmişi dönüştürme, kendine katabilme, kaybedileni yerine koyabilme, iyileşme kabiliyeti, tarihsellik tarafından ele geçirilip boğulmak yerine onu otonom bir şekilde büyümek/gelişmek için bir araç olarak kullanabilme, doğru zamanda hatırlayıp doğru zamanda unutabilme kabiliyeti olarak tanımlanabilir. Buradaki unutmanın tanımlama, zamanın geçmesiyle birlikte süreci değerlendirme, sindirme, içselleştirme, dönüştürme ve uçunum gibi aşamalara sahip aktif bir unutma olduğundan bahsetmekte, silinip gitmekten çok var olanı dönüştürebilmeye ilişkin olduğunun altını çizmekte fayda var.
Kültürel ve bireysel boyuttaki travmalar çoğunlukla kimliğin devamlılığında kopukluklara ve devamsızlıklara neden olur. Travmatize olmuş kültür ya da birey yoluna devam edebilmek için yaşanılanın içerisinde bir anlam bulmaya ya da kapanış yapmaya ihtiyaç duyar. Anlam bulabilmek ya da kapanış yapabilmek, geçmişi dönüştürüp kendine katabilme kabiliyeti ile ilişkilidir. Bu kapanışı, her birey ya da kültür kendi kaynakları üzerinden gerçekleştirir, tek bir formülü ya da modeli yoktur.
Plastik güç, hatırlama, unutma, bireysel/kolektif hafıza, travma sonrası iyileşme ve dönüşüm üzerine kafa yoran bir çok farklı alan ve disiplinden çağdaş sanatçıların işlerini bir araya getiriyor. İnsanın hatırlamak/unutmamak üzerine olan var oluşsal çabasına karşın unutmanın işlevsel yönlerini üzerine düşünmeye davet ederken, hatırlanması gerekeni unutmamayı da vurguluyor. Travmalar bireysel ya da kolektif hafızalarda nasıl yer tutuyor? Travma sonrası nasıl bir iyileşme ve dönüşüm süreci yaşıyoruz? Bu süreçte neler deneyimliyoruz? Neleri kendimize katıp neleri bırakıp yolumuza devam ediyoruz?