Gül Demirdağ
Gül Demirdağ Boğaziçi Üniversitesi Ekonomi bölümünde lisansını, EADA Business School-Escuela de Alta Dirección y Administración, Barselona/İspanya'da Uluslararası MBA programında yüksek lisansınıt amamlamıştır. Lisans eğitimi sırasında, değişim programı öğrencisi olarak University of California San Diego, CA/ABD’nde 1 sene, yüksek lisans eğitimi sırasında da 6 ay National Chengchi University College of Commerce,Taipei/Tayvan’da eğitim görmüştür.
2005-2006 yılları arasında araştırma sektöründe, 2007 yılından itibaren yönetim danışmanı olarak strateji projelerinde özel sektörde çalışmaktadır. Yönetim danışmanlığını sürdürdüğü 2016-2017 yıllarında Harmony Sanat Galerisi’nin (Kuzguncuk/İstanbul) işletme ortağı olarak, 2018-2019yıllarında da Evin Sanat Galerisi'nde (Bebek/İstanbul) iş geliştirme danışmanı olarak görev yapmıştır.
Tabu: Tabuların Görünmez Hegemonyası
“TABU: Tabuların Görünmez Hegemonyası”, tabularımızın, bireylerin kendi gerçekliği ile iletişim kurmasının önüne geçebileceğini fark edenler için, suçsuz ve duru bir dünya öneriyor.
Tabular, genel anlamda, ahlaki yargıya, dini inançlara veya kültürel ve sosyal normlara dayanan kutsal veya yasak olan “düşünülemez, yaklaşılamaz eylemlerdir”.
Tabular, ya bireyleri korumak ya da belli bir kesimin çıkarları doğrultusunda toplumun bir bölümünü bastırmak için kullanılabilir. Bu durum, güç sahipleri tarafından istismar edilebilir. “Totem ve Tabu” kitabında Freud şöyle der: “Tabu sınırlamaları din ya da ahlak yasaklarından farklıdır. Bunlar bir tanrının egemenliğine bağlı olmaktan çok kendinden yasaktırlar, yasak olmalarını kendileri gerektirir. Bunların ahlak yasaklarından ayrılığı: Tabu yasakları doğrulukları için akla uygun hiçbir neden gösteremezler, kökenleri de belli değildir. Bizce anlaşılamaz olmakla birlikte onun egemenliği altında olanlar için bu yasaklar bir zorunluluk, bir gerçek olarak kabul edilir.” İstismar etme hareketi, işte tam da bu ilişki içerisinde belirir.
Bizler “şeyleri” sınıflandırmak için tabuları kullanırız. Tabular arttıkça sınıflandırmalar artarken ve kavram dünyamız belli bir oranda genişlerken, özgürlüklerimizin alanı, aynı oranda, biz farketmeden daralır. Tabuların toplum içerisinde süregelen kullanımları bu özgürlük – kavramsallaştırma diyalektiğini bulandırmış ve bir nevi zihin kirliliğine yol açmıştır. Kirli ve bulanık bir zihin, en nihayetinde hakikati görmemizi engeller; bizi kendi gerçekliğimizden uzaklaştırır. “Şeylerin” gerçekliğini görmeye niyetlenmek, yarattığımız ya da içinde yaşadığımız tabuların hegemonik çerçevesini algılamayı gerektirir. Tabular, “şeyleri”, anlaşılır ve tartışılır olmaktan çıkarmaya yararken, bu hegemonik çerçeveyi görünmez kılar. Gerçeği gizlemekteki amaç da egemenlik biçimlerini, ayrıcalıkları ve toplumsal hiyerarşiyi korumak ve sürdürmektir. Tabuların çıkış nedenlerini anlamaya çalışmak, yaşamı yaşama şeklimizi anlamanın ve en nihayetinde özgürleşmenin başlangıcıdır.
“TABU: Tabuların Görünmez Hegemonyası”, çağdaş sanatçıların, tabularla etiketlenen, sınırlandırılan, görmezden gelinen, kaçınılan şeylerin etrafındaki etkileşimlerini konu alıyor. Birçok farklı alan ve disiplinden gelen ve farklı medyalarla çalışan yerel sanatçıları bir araya getiren bu sergi tabu kavramını irdeliyor.
Sergilenen sanat eserleri, insan zihninin zaman içindeki gelişim sürecine ve bu süreci belirleyen tabulara odaklanıyor. Bu bağlamda, eserleri ortaklaştıran hareketlerden biri sanatçıların farklı hikaye olasılıklarını tetiklemeleri; tabuların belirlediği bir konuyu görmenin/algılamanın yollarını ortaya çıkartmalarıdır.
“TABU: Tabuların Görünmez Hegemonyası”, sorgulanmasından bile çekinilen tabuları gün yüzüne çıkararak, tabuların var oluş nedenlerini izleyiciye düşündürtürken, gerekliliklerini, neye hizmet ettiklerini ortaya koyuyor. İnsanları (aslında tüm canlıları), güç sahiplerinin yarattığı ya da güçlendirdiği tabuları, sağduyumuzu kullanarak tartışmaya açmaya, bu olası istismardan korunmaya ve tabulara dayanarak kendimizi anlamsızca kısıtlamamızın önüne geçebilmeye, zihnimizi ve tabu altında ezilenleri özgürleşmeye davet ediyor.