Georg Baselitz: Son On Yıl
Çağdaş sanatın önde gelen isimlerinden Alman ressam, baskı sanatçısı ve heykeltıraş Georg Baselitz, Georg Baselitz: Son On Yıl sergisi ile Sabancı Üniversitesi Sakıp Sabancı Müzesi (SSM) ve Akbank Sanat’ta sanatseverlerle buluşuyor.
Sanatçının gravür çalışmalarından kapsamlı bir seçki Akbank Sanat’ta yer alırken, yakın geçmişte ürettiği yüze yakın anıtsal boyuttaki resim ve heykellerinden oluşan sergi, SSM’nin tüm galeri alanlarına ve bahçesine yayılıyor.
1980'den bu yana uluslararası sanat dünyasında derin bir etkiye sahip olan Baselitz, 20. yüzyılın ikinci yarısında Alman sanatı için yeni bir kimlik şekillendirmiş; İkinci Dünya Savaşı'nın travma ve trajedisine tepki olarak, benzersiz ve kendine özgü bir sanatsal üslup geliştirmiştir. 1969'dan beri kompozisyonlarını baş aşağı resmeden sanatçı için bu yaklaşım, biçimi içerikten arındırmanın ve soyutlama ile figürasyon arasında bir yerde durmanın bir yolu olmuştur. Aynı zamanda, gelenekselleşmiş tuval üzerine resim tekniğinde yeni bir açılımda bulunmasını mümkün kılmıştır.
Baselitz, samimi ve kendi içine dönük gravürlerinde, farklı malzemelerde yaptığı eserlerinin detaylarına odaklanır. İfadeli fırça darbeleri, baskılarında daha da belirginleşir. Sanatçı, “Özgün baskı tamamen bir odaklanma ve netlik meselesidir,” der. “Hızlıca ve sadece birkaç çizikle yapılan hafif, neredeyse önemsiz, oldukça mütevazı, küçük beyaz kâğıtlara gizlenmiş bir eskizde, partileri ve sarayları süsleme ya da kandırmacayla kendini yüceltme amacına gerçekten hizmet etmeyen ama şimdi ve sonsuza kadar bir şey yapma niyetini açıkça gösteren bir çizgiler oyunu vardır. Baskı yapmak samimi ama bir o kadar da canlı bir süreçtir; hem kendi zamanı hem de bizim zamanımızda yaşar; anlıktır.”
Sanatçı Hakkında
Georg Baselitz, 23 Ocak 1938’de Saksonya, Deutschbaselitz’de Hans-Georg Kern olarak dünyaya gelir. 1939’da İkinci Dünya Savaşı’nın patlak vermesiyle babası orduya alınır ve aile, Dresden yakınlarına sığınır. Savaştan sonra işgal altındaki bir ülkeye geri dönerler ve 1950’de Kamenz’e taşınırlar. Baselitz liseyi burada okur ve resim yapmaya başlar. 1956’da, Doğu Berlin’deki Hochschule für bildende und angewandte Kunst’a [Güzel ve Uygulamalı Sanatlar Akademisi] kaydolur ve Sosyalist Gerçekçi ressam Walter Womacka ile formalist Herbert Behrens-Hangeler’in öğrencisi olur. “Sosyopolitik olgunlaşmamışlık” sebebiyle okuldan uzaklaştırıldıktan sonra Batı Berlin’e geçerek, Hochschule für Bildende Künste’de (Güzel Sanatlar Akademisi) Hann Trier’in öğrencisi olarak eğitimini tamamlar. 1958’de kalıcı olarak Batı Berlin’e taşınır ve yaşamını Akademi’de öğrenci olan Elke Kretzschmar ile paylaşmaya başlar. Bu dönemde katıldığı sergiler ve yaptığı seyahatler onu Ekspresyonizm, Soyut Ekspresyonizm, Lirik Soyutlama ve Dada gibi sanatsal akımlarla tanıştırır. 1961’de doğduğu yere atıfta bulunan Georg Baselitz adını alır. Aynı yıl, Eugen Schönebeck ile birlikte, çağdaş sanata yönelik alışılmadık ve müdanasız tavırlarını ifade eden ilk ‘Pandämonisches Manifest’i [‘Pandemonik Manifesto’] kaleme alır. 1963’te mezun olur ve Galerie Werner & Katz’de ilk kişisel sergisini açar. Büyük bir skandala sebep olan bu serginin sonucunda iki tablosuna el konulur.
1969’da yaptığı Der Wald auf dem Kopf [Başının Üstündeki Orman] tablosuyla, resimlerindeki motifleri baş aşağı resmetmeye başlar. İmgelerin ters çevrilmesi, Baselitz’in sanatsal pratiğinde önemli bir dönüm noktası olur ve geleneksel algıları zorlayan bu yöntem, dikkati resmin fiziksel unsurlarına çeker. 1980’de, 39. Venedik Bienali’ndeki Alman Pavyonu’nda ilk heykeli olan Modell für eine Skulptur’u [Bir Heykel İçin Model] sunar. 1993’te Venedik Bienali’in Uluslararası Pavyonu’nda, 2015’te ise Arsenale’de eserlerini sergiler. Sonraki on yıllarda kimlik, tarih ve hafıza temalarına yoğunlaşmaya devam ederek sık sık kişisel deneyimlerini ve savaş sonrası Almanya bağlamını ele alır.
Baselitz, ilk baskı çalışmalarını 1964 baharında, Schloss Wolfsburg’daki baskı atölyesinde gerçekleştirir. 1965’te Villa Romana bursunu kazanır ve altı ay boyunca Floransa’da kalarak Rönesans sanatıyla derinlemesine ilgilenmeye başlar, Maniyerist baskılar toplar. Baselitz, grafik baskı alanında da üretken bir sanatçı olarak, ahşap baskı, linolyum baskı ve gravür gibi çeşitli tekniklerle çalışmaktadır. Bakır, ahşap ve linolyumun dirençliliğini yaratıcı bir güç olarak ele alarak, baskıların "resimle hiçbir ilgisi olmayan sembolik bir güce” sahip olduğunu belirtir. Ayrıca, geleneksel baskı mürekkebi yerine yağlıboya kullanarak oluşturduğu belirgin baskı yüzeyleri ile tanınır. Kendi baskı makinesine sahip olmasının yanı sıra, grafik eserleri için önde gelen baskı atölyeleri ve ustalarıyla çalışmayı tercih etmektedir.
Baselitz, Zürich Kunsthaus, New York Solomon R. Guggenheim Müzesi, LACMA, Washington D.C. Hirshhorn Müzesi ve Heykel Bahçesi, Berlin Ulusal Müzesi, Paris Modern Sanat Müzesi, Londra Kraliyet Sanat Akademisi, Kore Ulusal Modern ve Çağdaş Sanat Müzesi ve Basel Fondation Beyeler’de kapsamlı solo sergiler açarak neslinin en etkili ve kışkırtıcı sanatçılarından biri olarak konumunu pekiştirmiştir. 2019’da Venedik Gallerie dell’Accademia’da sergi açan ilk yaşayan sanatçı olur; 2021’de ise Paris Centre Pompidou’da bugüne kadarki en büyük retrospektifini gerçekleştirir. 2022’de, Seksen beşinci doğum günü münasebetiyle Viyana’daki Sanat Tarihi Müzesi, Baselitz’in eserleriyle koleksiyonundaki başyapıtlar arasında bir diyalog olarak kurgulanan Nackte Meister [Çıplak Ustalar] başlıklı sergiye ev sahipliği yapar ve heykellerinden oluşan bir sergi, Londra’daki Serpentine Galerileri’nde açılır.
Georg Baselitz, Ammersee’de (Bavyera, Almanya), Salzburg yakınlarında (Avusturya) ve Imperia’da (İtalya) yaşamaya ve çalışmaya devam etmektedir.