Küratörler: Ekmel Ertan, Işın Önol
Sanatçılar: Burak Arıkan, Servet Cihangiroğlu, Didem Erk, Richard Jochum, Cengiz Tekin, Anna Vasof, Mirko Lazović
Ses mühendisliği, elektronik ve fizik gibi alanlarda gürültünün rengi taşıdığı enerji tayfına işaret eder. Beyaz, pembe veya siyah gürültü farklı özelliklere sahiptir. Siyah gürültü tüm frekanslarda hakim enerji seviyesinin sıfır olduğu, zaman zaman ani yükselişler içeren gürültü türüdür; sessizlik olarak da tanımlanır.
Ses ile sessizlik varsayılanın aksine birbirinin tersi değil, içerenidir. Karmaşık birliktelikleri, bu imkansız kümede görünür olur: ses sessizliğin, sessizlik ise sesin üst kümesidir; her ikisi de içerdiğinin içerileni. Sessizliğin sesi ve bununla birlikte ölçülebilir, dönüştürülebilir bir gücü var. Bu önermenin tersi de mümkün: ses içeriğini, bağlamını, anlamını yitirdiğinde gürültüye, gürültü sessizliğe dönüşebiliyor. Sessizleşme ve sessizleştirme gücün kaybına, gürültü de varlığına, kazanımına işaret etmiyor.
Türkçede olumsuzluk eki ile oluşturulan sessizlik, batı dillerinde fiil olarak “susturma, sessizleştirme” anlamında fiil olarak da kullanılan “silence” terimi ile eş anlamlıdır. Ölüm sessizliği, kuzuların sessizliği, yağmur öncesi sessizlik gibi, bir eylemden önceki ve/ya sonraki gergin pasif bekleme sürecini ima eden terimlerde sıklıkla kullanılsa da, sessizlik, sesle ve eylemle yüklüdür. Öte yandan ses, ifadenin, hareketin, ortak yaşamın, doğanın temsilcisi olsa da, kimi zaman olmama halinden -yokluğundan- daha güçlü değildir.
Bir güncel sanat projesi olarak Siyah Gürültü ses ile sessizlik arasındaki karmaşık ilişkiyle ilgilenir; bir sanatsal ifade aracı olarak sesin birbirinden farklı mecralardaki dönüşümüne, işlevine, işlevsizliğine, şiirselliğine, kimi zaman anlamsızlığına, kimi zaman gücüne odaklanır. Sesin ve sessizliğin yarattığı geniş çağrışım olanaklarını harekete geçirerek toplumsal referansları olan bu işleri, birbirleri ve izleyici ile iletişime geçmeye davet eder.