15.02.2021
Yazı: Cem Kayıran
Miles Davis diskografisinin ve caz tarihinin köşetaşı albümlerinden Bitches Brew, 2020’de 50 yaşına girdi. Müzisyenin kariyerinde önemli bir kırılma noktasına işaret eden, yayımlandığı dönemin caz kültürünü kalıcı bir şekilde değiştiren, sonraki yılları da şekillendiren efsane albüme dair bilinmesi gerekenleri 15 maddede derledik.
*Miles Davis’in 1969 yazında turne yaptığı orkestrası Chick Corea, Wayne Shorter, Dave Holland ve Jack DeJohnette’in yanı sıra Joe Zawinul, John McLaughlin, Larry Young, Lenny White, Don Alias, Juma Santos, ve Bennie Maupin; Bitches Brew’da dokunuşları olan müzisyenler.
*Caz rock – funk füzyonu bir sound ve ifade biçiminin peşine düşen Miles Davis, kendisine eşlik eden müzisyenlere basit skeçler ve ufak akor dizileri vermiş; bunlar üzerine de diledikleri gibi çalmalarını istemiş. Lenny White kayıt günlerini “Sanki kalabalık bir orkestraydık ve Miles bizim şefimizdi. Kulaklıklar taktık. Birbirimizi iyi duyabilmemiz gerekiyordu. Kayıt seansına konuk kimse alınmıyordu. Fotoğraf çekmek yasaktı. Üç gün boyunca, sabah 10’dan gece 1’e, canlı olarak tek seferde kaydettik” sözleriyle anlatıyor.
*Albümün prodüktör koltuğunda hem bir müzisyen hem de prodüktör olarak Miles Davis’le birçok kez çalışmış Teo Macero var. Macero’nun diskografisinde Dave Brubeck’in Time Out’u, Charles Mingus’un Mingus Ah Um’u ve Thelonious Monk’un Monk’s Dream’i gibi köşetaşı albümlere rastlamak mümkün.
*Macero ve Davis’in kayıtlardaki yaklaşımı, stüdyonun ya da kayıt yapılan odanın bir enstrüman gibi etkili olabileceğinin en isabetli ve ilk örneklerinden biri. Açılış şarkısı “Pharoah’s Dance”te tape loop, reverb chamber gibi teknikler kullanılmış. Nitekim Macero’nun 1950’lerde Fransa’da temelleri atılan musique concrète (somut müzik) geleneğine olan ilgisi de kendisini bu anlamda belli ediyor Bitches Brew’da.
*Albümün sonik paletinin genişliği ve ritmik zenginliği, Bitches Brew’u çağdaşlarından ayıran bir diğer faktör. İki basçı, kimi şarkılarda iki kimi şarkılarda üç davulcu ve perküsyonlarla oluşan ritmik yapılar, albümdeki şarkıların temelini oluşturuyor.
*Jack DeJohnette, 12 kişilik orkestranın Miles Davis’in her enstrümanda en sevdiği müzisyenlerin bir karması olduğunu söylüyor. Kayıt günlerini “farklı” ve “eğlenceli” sıfatlarıyla tanımlayan DeJohnette, Davis’in müzik üzerine uzun konuşmalar yapmaktan kaçındığını; kısa ve yönlendirici cümlelerle fikirlerini paylaştığına dikkat çekiyor. Bunun bir kolektif olarak, özgürce hareket etmek için sağlıklı bir zemin yarattığı görüşünde.
*“Miles Runs the Voodoo Down” parçasının ismi, Jimi Hendrix’in “Voodoo Chile”ına bir gönderme. Şarkı, Bitches Brew seanslarında davulcuların en zorlandığı kayıt olmuş. Hatta Lenny White ve Jack DeJohnette’in bir türlü istediği groove’a girememesinin ardından Miles Davis, perküsyonların başındaki Don Alias’ın önerisine kulak vermiş ve nihayetinde kayıtlarda Alias ve DeJohnette’in partisyonları kullanılmış.
*Kayıt günlerinin ardından müzisyenler Miles Davis’in evinde buluşmuş ve geride kalan üç günde neler ortaya çıkardıklarını hep birlikte dinlemişler. Davis ve Macero’nun albümün prodüksiyonunu tamamlaması yaklaşık 6 ay sürmüş. Lenny White, tamamlanmış albümü dinlediğinde, kaydettiklerinden epey farklı düzenlemelerle karşılaştığını söylüyor. Kimi şarkıların giriş bölümleri şarkının sonuna taşınmış, albüm bambaşka bir kıvama bürünmüş. “Miles’ın, Teo’ya kendisinin en iyi olduğunu düşündüğü şekilde düzenlemesini söylediğini zannediyorum.” diyor White.
*Miles Beyond: The Electric Explorations of Miles Davis, 1967–1991 kitabının yazarı Paul Tingen, Teo Macero’nun Miles Davis’in müziğindeki etkisini George Martin – The Beatles ilişkisine benzetiyor. Macero’nun düzenleme konusunda bir deha olduğu görüşünde. 1958-1983 aralığında birlikte çalışan ikilinin, birbirini müzikal anlamda çok geliştirdiğini vurgulasa da Miles Davis’in prodüktörün hakkını gerektiği kadar teslim etmediğine dikkat çekiyor. Aralarındaki iletişimin sık sık koptuğuna ve bir tür aşk-nefret gitgeli yaşandığına değinen Tingen, Miles Davis’in 1989 tarihli otobiyografisinde Macero’nun ismini yalnızca birkaç kez geçirmiş olmasını şaşkınlıkla karşılıyor.
*Miles Davis’in hedef belirlediği müzikal doğrultuda, kendine artık bir geri dönüş imkânı olmadığını hatırlatarak hayat verdiği Bitches Brew, birçok anlamda alışılmışın dışında ve kışkırtıcı bir albüm. Hipnotik, ilhamını Afrika müzikleri ve rock geleneklerinden alan özgürleştirici bir müzik hayalinin somutlaşmış bir hâli.
*1967 sonunda yayımlanan Circle in the Round’la sinyallerini verdiği bu dönüşümün hedefe vardığını, cesur ve akılda kalıcı hamlelerle göze sokmak niyetindeydi Davis. Albümün hakkında pek çok teori üretilen ismi, Siyah kültüründe, özellikle sokak dilinde sıklıkla işinde iyi olan kişiler için kullanılan “bitch” kelimesini resmî olarak bir albüme taşıması anlamında bir ilk. Carlos Santana, bu kelimenin Davis’in etrafını saran ve onu 60’ların müzik, moda ve estetik anlayışıyla tanıştıran “kozmik kadınlar”a bir gönderme olduğu görüşünde. Kimileri, “bitch” olarak tanımlananların müzisyenler olduğunu iddia ediyor. Prodüktör Teo Macero’nun görüşü ise, albüm isminin müzikle kusursuz bir uyum içinde olduğu yönünde.
*Davis, Bitches Brew ile 1971 yılında En İyi Caz Orkestrası Albümü dalında Grammy kazandı. Albüm, beş yıl sonra, satış rakamlarıyla Recording Industry Association of America tarafından Altın Plak unvanına layık görüldü; bu başarıyı yakalayan ilk Miles Davis albümü olarak tarihe geçti. 2003’te 1 milyon barajını aşarak Platin Plak oldu.
*Bitches Brew, yayımlandığı dönemin caz dünyasını derinden değiştiren ve yeni yönelimleri beraberinde getiren bir kayıt. Birçok müzik otoritesi tarafından, 1960’larda “ticari anlamda ölen” cazı, endüstrideki yetkililerin yeniden hatırlamasına sebep olan albüm olarak anılıyor.
*Columbia Records, 1998 yılında The Complete Bitches Brew Sessions isimli bir derleme yayımladı. 6 Ağustos 1969 – 6 Şubat 1970 aralığında, hemen hemen aynı kadroyla yapılmış tüm kayıtları bir araya getiren albüm, isminin yarattığı intibayı karşılayamıyor. Zira içerdiği kayıtların büyük kısmı Bitches Brew seanslarından değil. Derlemenin prodüktörü Bob Belden, Davis ve ekibinin müzikal eğilimlerinin bu dönemde albümle benzer olduğunu; tıpkı Bitches Brew parçalarındaki gibi diğer kayıtlarda da üç klavyecinin yer aldığına dikkat çekiyor. Nitekim Davis, 1970 Şubat’ında ses skalasını biraz daha gitarların ön plana çıktığı bir yönde değiştirmişti.
*“Albüm bir şeyi inşa edip sonra onun yıkılmasını izliyor, güzelliği de burada. Bizim de yapmak istediğimiz şeyin temelinde bu var.” Radiohead solisti Thom Yorke, grubun klasik albümü OK Computer’ın başlıca ilham kaynakları arasında gösterdiği Bitches Brew için bu tanımı yapıyor. Bu zamanın ötesinde müzik için çok yerinde ve güçlü bir tasvir.