Günümüz dünyasında imajların bireysel ve sosyal varoluşumuzda giderek önemli roller oynamaya başladığına tanık oluyoruz. Ne var ki imajın ne olduğu ya da nasıl işlediği sorusuna cevap vermek hiç de kolay görünmüyor. İmajın ne olduğunu sormak ve imajın varlığını araştırmak düşüncelerimizin önüne bir engel olarak çıkıyor. Zihinsel ya da maddi, statik ya da hareketli, özel arşivlerimizde ya da kamusal alandaki geniş ekranlarda bulunan tüm imajlar belli bir mesajı aktarmak ve bir duyguyu harekete geçirmek konusunda eşsiz bir güce sahipler. Gelgelelim bu imkân kendisini her zaman olduğu gibi sunmaz. İmaj muğlak bir fenomendir, hem yabancılaştırır hem özgürleştirir. Söz konusu muğlaklık beraberinde bir tür güvensizliği de getirir. İmajda hiçbir zaman kendimizi dilde olduğu gibi evimizde hissetmeyiz.
Emre Şan lisans eğitimini Galatasaray Üniversitesi'nde, yüksek lisans ve doktorasını Paris 1 Panthéon Sorbonne'da tamamladı. Doktorasından sonra Ecole Normale Supérieur'de post-doktora araştırmaları yapan Emre Şan'ın fenomenolojide aşkınlık problemi üzerine yazdığı kitabı Renaud Barbaras'ın önsözü ile yayınlanmıştır (Paris, Mimesis, 2012). Ulusal ve uluslararası dergilerde ve kitap dizilerinde Türkçe, Fransızca ve İngilizce makaleleri çıkan yazar, Çağdaş Fransız Felsefesi üzerine derlemeler yayınlamıştır. Cogito dergisinin yayın kurulunda yer alan yazar, L'Université Catholique de Louvain (UCL) tarafından iki yılda bir verilen Prix Mercier ödülüne layık görülmüştür. Emre Şan, İstanbul 29 Mayıs Üniversitesi'nde Doçent olarak görev yapmaktadır.
Etkinlikler ücretsizdir. Ücretsiz etkinliklerde katılım sayısı sınırlı olup etkinlik davetiyesi 1 saat öncesinden Akbank Sanat Danışma'dan temin edilebilir.