Berkay Görgü
Berkay Görgü (1998, İstanbul), 2022 yılında Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Bölümü’nden mezun oldu. Aldığı lisans eğitimin yanında Marmara Güzel Sanatlar Fakültesi Grafik Tasarım alanından yan dal eğitimi aldı. Lisans eğitiminde Tayfun Erdoğmuş ve Devabil Kara atölyelerinde resim eğitimi aldı, Sanat Tarihi eğitimini Esra Ali Çavuşoğlu’ndan tamamladı. Lisans eğitimi sırasında 2021 yılında Karl&Ein Art Gallery’ de Galeri Asistanı pozisyonunda başladığı çalışma hayatına kısa süre sonra Galeri Yöneticiliği pozisyonunda devam etti. Bu sürecin devamında 2022 yılında Galeri Bosfor’ da çalışmaya başladıktan sonra şu anda kariyerine Galeri Nev İstanbul’ da “Production Coordinator” olarak devam etmekte.
Sanatçı olarak katıldığı atölyeler; Cynotype Baskı Atölyesi, MUGSF (2018, İstanbul). Mono Baskı Atölyesi, MUGSF (2019, İstanbul). Creative Emulsion Workshop, MUGSF (2019, İstanbul). Sanatçı olarak katıldığı sergiler ise; Bitişik, MUGSF (2019, İstanbul). Mono Baskı Sergisi, MUGSF (2019, İstanbul). Dönüşüm, Karl&Ein Art Gallery (2021, İstanbul). Mai, Karl&Ein Art Gallery (2021, İstanbul). İz ve İletişim, Base 2022 (2022, İstanbul).
Sanat üretimlerine ve sanat alanındaki çalışmalarına İstanbul’ da devam etmekte.
Dönüşümün İzleri
"Dönüşümün İzleri", izleyiciye sadece estetik bir deneyim sunmakla kalmaz, aynı zamanda doğanın ve insanın bitmeyen döngülerini anlamaya, hissetmeye ve bu döngüler içinde kendi yerimizi yeniden düşünmeye teşvik eder.
"Dönüşümün İzleri: Reenkarnasyon, Yeniden Canlanma ve Evrim" sergisi, Ahmet Doğu İpek, Nergiz Yeşil, Tayfun Erdoğmuş, Fatoş Irwen, Aras Seddigh ve Nazif Topçuoğlu'nun eserlerini bir araya getirerek, insan ve doğa arasındaki derin bağları, sürekliliği ve yeniden doğuşu merkezine alıyor.
Bu sergi, materyal ve kavram olarak yeniden doğuş, dönüşüm ve evrim süreçlerine dair metaforik bir araştırma sunuyor. Hem bireysel hem de kolektif anlamda, sanat aracılığıyla varlıkların ve düşüncelerin dönüşümünü derinlemesine sorguluyor.
Sergi, doğanın ve insanın sürekli bir yeniden doğuş ve dönüşüm sürecinde olduğunu hatırlatarak, evrensel bir hakikati gözler önüne seriyor: Her şey, varlığını koruyarak ama değişerek, yeniden var olur. Bu kavramsal çerçevede, sergi katılımcıları, insanın ve doğanın bu sonsuz döngüsüne, malzemelerin ve kavramların evrimsel süreçlerine tanıklık ediyor.
Sergide yer alan eserler, doğanın ham formlarının ve insanın müdahalelerinin nasıl bir araya gelerek yeni anlamlar ürettiğini gösteriyor. Doğadan ilham alınarak oluşturulan bu işler, hem maddesel hem de kavramsal olarak yeniden doğuşun ve evrimin izlerini taşır. Sanatçılar, doğal malzemeleri kullanarak bu döngüsel süreçleri görünür kılar ve estetik bir dille ifade ederler. İzleyiciler, her eserin içinde gizlenen geçmişin izlerini keşfederken, bu izlerin nasıl dönüştüğünü ve yeni bir varoluş biçimine evrildiğini gözlemleme fırsatı bulur.
Bu sergi, aynı zamanda sanatın dönüştürücü gücünü de ele alır. Sanatçılar, doğal malzemeleri ve sembolleri yeniden kurgulayıp dönüştürerek, izleyiciyi yeni anlamlar keşfetmeye davet eder. Bu süreçte, doğanın ve insanın içsel dönüşümleri, malzemelerin ve kavramların evrimiyle birlikte sorgulanır. Eserler, doğanın estetik ve kaotik formlarını bir araya getirerek, yaşamın kaçınılmaz döngülerine ve bu döngülerdeki yeniden doğuş süreçlerine işaret eder.
Sergi, zamanın ve mekanın ötesinde, insan ve doğa arasındaki bu sürekli etkileşimi bir yansıma alanı olarak sunar. Doğa, insan ve sanat arasındaki bu ilişkide, geçmişle bugün, gelenekle modernite, kaosla düzen arasında bir denge kurulur. Sanatçılar, bu dengenin içinde var olan dönüşüm potansiyelini açığa çıkararak, izleyicilere daha derin bir farkındalık kazandırır.
"Dönüşümün İzleri", izleyiciye sadece estetik bir deneyim sunmakla kalmaz, aynı zamanda doğanın ve insanın bitmeyen döngülerini anlamaya, hissetmeye ve bu döngüler içinde kendi yerimizi yeniden düşünmeye teşvik eder. Sergi, doğanın ve insanın içsel dönüşümlerini keşfetme sürecinde, izleyiciyi malzemelerin ve kavramların sürekli değişimini ve evrimini sorgulamaya davet eder. Bu, her şeyin birbirine bağlı olduğu ve sürekli bir değişim içinde var olduğu evrensel bir gerçeği gözler önüne seriyor.