Egenur Öztelli
Boğaziçi Üniversitesi Batı Dilleri ve Edebiyatları bölümünde öğrenim gören Egenur, 2017 yılında AFS kültürler arası değişim programı ile Belçika’nın Flaman bölgesine gidip orada 1 sene ekonomi ve dil eğitimi almıştır. Bu sırada Academie voor Beldende Kunst Mortsel güzel sanatlar akademisinde teorik ve pratik sanat eğitimi almaya başlayan Egenur, akademinin öğrenci sergilerine katılmıştır.
Okulundan aldığı çeşitli sanat tarihi ve çağdaş sanat derslerinin yanında Akbank Sanat ve Açık Diyalog İstanbul’un ortaklaşa çalıştığı “Çağdaş Sanat ve Küratörlük” programına kabul almış ve final projesi olarak “The Waste Land” ile eğitimini tamamlamıştır.
Carre d’Artistes Istanbul sanat galerisinde galeri asistanlığı yaptığı dönemden sonra Kale Tasarım ve Sanat Merkezi’nde Sergi Sorumlusu olarak kariyerine devam etmiştir. Şu an Pilot Galeri bünyesinde çalışmalarına devam etmektedir.
Araştırma konuları olarak Oryantalizm ve Çağdaş Türk Sanatı’nın yanında ekoloji, teknoloji ve insan ruhunun kesiştiği sanat alanlarına odaklanmaktadır.
İz Dünyası
Her günü adım adım yaşıyoruz, her bir attığımız adımla arkamızda takip edilebilecek izler bırakıyoruz. Fakat günün sonunda yürüdüğümüz yolda kendi izlerimizi seçebiliyor muyuz?
Dünyada milyarlarca insan yaşarken, yollarımız başka insanlarla kesişirken, onlar da yürüdüğümüz aynı yollarda yürürken geriye dönüp bakıldığında hangi izler kendim(iz)in, hangileri başka insanlar tarafından yolumuza bırakılmış ve hangileri farkında olmadığımız kadar derinleşip yolun aşılmasını zorlaştırmış?
Artık ayrımına varamadığımız bir noktadayız. Çorak ülke etrafımızı sarmış, zihinlerimizi doldurmuş, varoluşumuzun bir parçası haline gelmiş durumda. Bunun önüne nasıl geçeriz? Atığı izden, izi atıktan nasıl ayırabiliriz? Başlangıç noktası farkındalık.
Şair Ezra Pound, İz Dünyası’nın esin kaynağı olan T.S Eliot’un “Çorak Ülke” şiiri hakkında “yalnızca gördüklerini olduğu gibi yansıtmak veya bunları gözlemlemekten ziyade, bulunduğu duruma karşı akıl yürütebilen akışkan bir güç” demektedir. Bu güç, günümüzün en hızlı çözümlenmesi gereken sorunu karşısında kullanılmalı: İklim krizi.
Oli Brown’ın “Göç ve İklim Değişikliği” (Migration and Climate Change) kitabında yazdığı üzere, 2050’ye kadar 1 milyar insanın “iklim mültecisi” olması söz konusu. Bu, yürüdüğümüz yollarda tahmin ettiğimizden çok daha fazla ayak izi ile karşılaşmamız demek.
Yoldayken bir seçim yapmamız gerekir, ya ileri ya da geriye gidebiliriz. Şu noktada geriye döndüğümüzde yetimizde olan yegane şey farkındalık; yolun ilerisi ise yeni bir sayfa. İnsanın varlığı dünyada sona erdiğinde de yol ve izler kalmaya devam edecektir fakat bu izlerin “atık” olmaması ise insana bağlıdır.
İz Dünyası yaşayanların katettikleri yollara odaklanan ve yol boyunca bıraktıkları “fiziksel”, “psikolojik” ve “dijital” izleri konu alan, "her insanın” geçmişine giden yolda bir eşik görevi görmeyi hedefler. Eşikten geçen insan, İz Dünyası’nın çeşitli formlardaki yansımalarıyla yüzleşir ve bir yol ayrımına gelir. Bu noktada ise insan, aşıp geride bıraktığı öz-yollarının izdüşümlerini takip ederek gelecekte yürünecek yolların “Çorak Ülke”ye dönüşmesini engellemek için akıl yürütme çağrısına kulak verirse, farklı bir geleceğin kapıları aralanır ve İz Dünyası, bu iki dünya arasındaki eşik görevini yerine getirmiş olur