Sanatçılar: Ben Willikens, Bernar Venet
Küratör: Hasan Bülent Kahraman
Alman Sanatçı Ben Willikens’in mucizevi denecek kadar gizemli fakat bir o kadar da somut mekanları bir boşluktan doğuyor ve birer boşluk doğuruyor. Boşluk uzam ve uzaydır. Her nesne uzamda ve uzayda bir varlıkla yer alır. Uzay Anaksimandros’tan bu yana apeiron’dur, sınırsızdır. O sınırsızlığı/boşluğu insan kendi yarattığı uzamla doldurur. Uzam, uzayda çevrelenmiş, çerçevelenmiş bir alandır. Çevrelemek, çerçevelemek sınırlamaktır. Gene de uzam uzaydan koparıldığı/kotarıldığı için kendi bünyesinde sınırsızdır. Hiçbir uzamın gizi çözülemez. O nedenle gizlidir ve gizemlerle doludur. Willikens, düşsel evreninde bir uzamın derinliklerine dalıyor ve Sürrealist bir kanırtmayla ondan kendisine özgü gizemler yontuyor. Gene de orada bizi kendi bilmecelerine çeken bir kurmaca var. İnsansız bu mekanlar bize sürekli olarak insana ait bir öykü anlatıyor. Willikens’in dehası da bu sırda gizli.
Willikens’in kendine bir düş ve gizem alanı olarak belirlediği uzayın sınır çizgileri Fransız sanatçı Bernar Venet’nin yapıtında bir başkaldırı hattı olarak gelişiyor. Venet, apeiron’u işaret eden sınırsızlığı kendi kütlesel olmayan ama hacim taşıyan, çizgileri boşluğa doğru genişleyen yapıtında saklıyor. Venet’nin yapıtlarında da insan yok. Oysa işte oradadır insanlar. Bu özelliği Venet’nin yapıtını tarih öncesiyle özdeşleştiriyor.
Willikens içine dönen, Venet dışına genişleyen sınırsızlığın gizemine birer yanıt.
Fuara giriş ücretlidir.
Covid 19 Kuralları için tıklayınız.