Küratör: Hasan Bülent Kahraman
20. yüzyılın en önemli sanatçılarından biri, Louise Bourgeois. Uzun hayatıyla geçtiğimiz çağı boydan boya kat ederken çağdaş sanata son derecede önemli katkılarda bulundu. Bourgeois'nın çabasını üç noktada özetlemek mümkün. Her şeyden önce sanatıyla kişiliğini bu derecede iç içe geçiren bir başka isim bulmak zordu. Yaşamını bir sanat yapıtı olarak örmedi belki ama sanatını yaşamından çıkarak hazırlamayı bildi. İlginç hayatı bütün boyutları, aşamaları ve cepheleriyle sanatına derin, geniş ve büyük bir malzeme oldu. Böylece, Bourgeois, bellek dediğimiz olguyu, zamandan, mekandan, kimlikten, aidiyetten soyutlamadan, tersine bu kavramların üstüne çok bilinçli bir şekilde giderek gene sanatında enine boyuna irdeledi. Kendisinden sonra gelenleri bu yönüyle en yoğun biçimde etkiledi. Nihayet kadınlık Bourgeois'da başlı başına bir konuydu. Kendi benliğinin sorunlarıyla uğraşırken, yaşam öyküsünü sanatına zemin olarak seçerken kadınlığı yepyeni bir özneye dönüştürdü. Bir ömür kadar uzun süre iç içe yaşadığı psikanalizin sağladığı verileri de kullanarak kadınlık durumlarını derinlemesine bir girdap olarak sorguladı, yeniden kurdu.
Ömrünü yaşanmış bir mucize olarak tamamlarken geride bir kült bırakmıştı. Şimdi o birikim 54 parça yapıtla Akbank Sanat'ta.