Küratör: Hasan Bülent Kahraman
Sanatçılar: Nurtaç Ulutürk, Kıvanç Martaloz, Burak Eren Güler, Elif Boyner, Fırat Engin, Erdal İnci, Seydi Murat Koç, Doruk Kumkumoğlu,, Ardan Özmenoğlu, Eda Soylu
İnsan sanat üretir. Sanat üretimi bilinçli bir edimdir. Bilincin bir uzantısıdır sanat. Bilinç yeryüzüne aittir. Bilincimizi doğadan türetiriz. Onu geliştirirken nesneleri izleriz. Nesnelerden kavramlar ve olgular türetiriz. Nihayet gerçekliğe ulaşırız. Gerçeklikler, nesneler, olgular ve kavramlar arasında bağlar kurarız. Bu soyutlamadır.
Sanat soyutlamadır. Varlıksal olarak gerçek olabilir sanat. Ama anlam ve varlık olarak soyutlamaya dayanır. Soyutlayan bilincin ürünüdür. Kendisi de doğayı, evreni ve nihayet bilinci soyutlar.
Sanatın rastlantısı: bilincin soyutladığı sanatın bilinci soyutlaması. Sanattan önceki bilinçle sanattan sonraki bilinç aynı değildir. Sanat soyutlamıştır.
Bu bir kazadır. Rastlantı bilince aittir. Ama bilincin ötesindedir. Sanat bir rastlantıdır. Bu bilme/mek/le ilgili bir sonuç değildir. Bilmeye ve bilgiye rağmen sanatın rastlantısallığı söz konusudur. Çünkü bilinç sanatı biçimlendirir ama tayin edemez. Sanat bilinci aşar. Rastlantıya yaslanır.
Rastlantı kader değildir. O zaman metafizik de değildir. Olasılıktır. Matematiktir. Bilinenlerin, öngörülenlerin oluşturduğu kendiliğinden oluşan bilinmezdir. Kendiliğindeniliktir. Kendiliğinden olmayan sanat söz konusu değildir. En fazlasından bir karar verme anıdır.
Ama bir kararın nesnel olduğunu kim öne sürebilir? Karar rastlantıdır, karar kazadır.
Bugünün dünyası: kazaların dünyası. Olasılıkların bunca arttığı bir evrende, yaşamanın rastlantıyla iç içe geçtiği bir sırada sanatın özgüllüğü kendisini bir olasılık olarak dayatmasında, diretmesindedir.
Çünkü sanatın çekirdeği bilinç ve güzelliktir. Güzellikse tanımlanamayandır. Sadece ona rastlarız.. Sadece rastladığımızda ayrımsarız güzelliği. Bir olasılık hali olarak!
Sanat daima bir rastlaşmadır. Çünkü, güzellikle buluşma anıdır sanat!