Mine Söyler
Mine Söyler, bağımsız sanat tarihçisi, araştırmacı, eğitmen ve performans sanatçısı olarak çalışmalarını sürdürmektedir. Lisans eğitimini 2013 yılında Hacettepe Üniversitesi’nde Jeoloji
Mühendisliği alanında birincilik derecesi ile tamamlamıştır. Eş zamanlarda görsel sanatlar ve sahne sanatları ile ilgilenmekte, çağdaş dans eğitimi almakta idi, akademik olarak da bu alanlarda çalışmalarını geliştirebilmek için sanat tarihi alanında yüksek lisansa başlamıştır. Hacettepe Üniversitesi ve Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi ile ortak şekillendirdiği yüksek lisans araştırma sürecini 2019 yılında “Türkiye Çoklu Sanat Ortamında Performans” başlıklı tez çalışması ile tamamlamıştır. Araştırma sürecini, performans kavramının nasıl alımlanmakta olduğuna odaklanarak, belirlemiş olduğu değişkenlerden yola çıkarak, kavramın kişiler ve kurumlarca sorgulanmasına olanak sağlayıcı görüşmeler yürüterek geliştirmiştir.
Japon koreograf Tetsuro Fukuhara ile dans ve tasarım, beden ve mekan odaklı “Butoh Uzam Dansı” projesi kapsamında dansçı, küratör ve proje koordinatörü olarak beş yıl birlikte çalışmış, bu kapsamda iki dönem boyunca Japonya’da eğitim almış ve konuk sanatçı programlarına dahil olmuştur. Kendi atölye çalışmalarını ve performans araştırmalarını da bu dönemlerde uygulamaya başlamıştır. Avrupa Birliği tarafından fonlanan sanat, spor ve iletişim odaklı çeşitli sosyal sorumluluk projelerinde eğitmen ve proje yürütücüsü olarak görev almıştır. Günümüzde de bu üretim kanallarını, kurucu üyeleri arasında yer aldığı Aksak Ritim Platformu (ARP) çerçevesinde geliştirmeye devam etmektedir.
Covid-19 pandemi sürecinden önce, Sakıp Sabancı Müzesi’nde Marina Abramovic Enstitüsü ile ortak kurgulanmış olan “Akış” sergisinde kolaylaştırıcı olarak çalışmıştır. Ardından, disiplinler arası bir araştırma platformu olan AURA İstanbul Mimarlık ve Şehircilik Araştırmaları Akademisi’nde 2020 güz dönemi sertifika programında araştırmacı olarak yer almıştır ve bu kapsamda performans odaklı stüdyo mekanların tarihçesine odaklanmış olduğu “Tafon: Bir Boşluk Örüntüsü” başlıklı küratöryel projeyi yayın olarak hazırlamıştır. Açık Diyalog İstanbul ve Akbank Sanat işbirliği ile yürütülmekte olan “Çağdaş Sanat ve Küratörlük” seminer programının ikinci döneminde burslu araştırmacı olarak yer almıştır ve bu kapsamda “Beden, Hayalet Diyaloglar” başlıklı bir bitirme projesi geliştirmiştir. Şu an SALT’ın yürütmekte olduğu “Performans Projesi” kapsamında araştırmacı olarak çalışmaktadır.
Beden, Hayalet Diyaloglar
Beden, bir örüntü evreni içinde kurar oluşunu ve kendi içinde kurduğu fizyolojik, anatomik diyaloglar ile, çevresine karşı reaksiyonları ile ve çevreden gelen etkiler ile form alır.
İçinde bulunduğu evreni, kültürü, mekanı ve nihai olarak kendi evi olan bedenini gözlemler ve deneyimler. Tüm bu diyalogların kurmakta olduğu imkanlar, kısıtlılıklar ve de fırsatlar ile şekillenmektedir yaşam.
“Beden, Hayalet Diyaloglar” başlıklı sergi, temas kuran kişileri, sergi pratiğini beden kavramı üzerine odaklanarak deneyimlemeye davet etmektedir. Hayali olarak nitelenmekte olan diyaloglara vurgu yapılarak, beden odaklı (somatik) çalışmalar ile bir karşılaşma alanı kurmak ve bu kapsamlar üzerinde sorgulayıcı bir zemin oluşturmak amaçlanmaktadır.
Zaman zaman diyalog, zaman zaman duyumsama üzerine kurulu olan sergi, katılan ve gözlemleyen kişiler ile birlikte deneyimlenecek bir süreç olarak kurgulanmıştır. Ziyaretçinin sergi alanında geçireceği zaman ve paralel program kapsamında gerçekleştirilecek olan etkinliklerin örüntüsü ile bedene ilişkin hayali ve flu olan diyalogları gündeme getirmek amaçlanmaktadır. Sergi, “beden hikayenin kendisidir” kavrayışı ile, ziyaretçi bedeni kendi öz kavrayışına dair bir araştırma sürecine çekmeyi öneren bir oyun alanı olarak hazırlanmıştır. Sergiyi ziyarete gelen katılımcıların birbirleriyle, sanatçılarla, mekanla ve nihai olarak kendileriyle diyalog kurmasını sağlayacak bir zemin oluşturmak amaçlanmaktadır. Kişinin sahip olduğu mekan olarak bedeni ve paylaştığı mekan olarak bulunduğu çevre ile kurulan diyalog kanalları, sergi sürecine davet edilen çalışmalar ile ele alınmaktadır. Buradan hareketle beden kavramı çerçevesinde kişiler arası diyalogun zemini araştırılacaktır.
Hareketin algısı, bedenin mimarisi ve mekanın anatomisi üzerine farkındalık kurmak; bir araştırma alanı olarak kurgulanmakta olan sergi mekanının ana aksını kurmaktadır. Hareket etmek, hareketin mekaniği, beden kavrayışı, kinesfer bilinci, beden ile diyalog kurma alışkanlığı ve zihin beden ilişkisi yaşadığımız toplumda ve çağda giderek yok olan, unutulan, sırası gelmeyen ya da unutturulan kavrayışlar, sorgulamalar olarak karşımıza çıkmaktadır. Sergi kurgusu ile amaç, bu noktalar ile küçük karşılaşmalar kurulmasını sağlamaktır. Beden, sergi projesinin ana kavramını oluşturmaktadır ve de hayalet diyaloglar önermesi bedenin sosyolojik, politik, ekolojik, anatomik ve gündelik ritimlerine dair diyalog zeminlerinin hayali temsillerine, örtük koşullarına referans olarak kullanılmaktadır.
Bedeni ve mekanı farklı perspektifler ile algılamaya olanak sağlayacak olan çalışmalar ile akış oluşturulmuştur. Farklı yöntem ve yaklaşımlar sergi alanına ve etkinlik alanlarına davet edilmektedir. Bu kurgu; bazen başka bir bedenin hareket içindeki devimini izleyerek, bazen hareket temelli basit denemelere davet oluşturarak, bazen hareket eden bir mekanizma olarak bedenin yapısına, anotomisine, mimarisine odaklı çalışmalara dahil olarak, bazen bir oyun alanında kimera ve kukla kavramları ile bedene odaklanarak, bu kavramları tartışarak, düşünceleri yazarak, başka bakış açılarını dinleme fırsatı oluşturarak ve bazen de şehre bir ses yönergesi ile dönerek, bedensel ve zihinsel farkındalık kanalları kurmayı amaçlamaktadır.
Beden hareket eden, duyumsayarak algılayan ve zihni ile bütünleyen bir organizmadır, dolayısı ile beden-zihin bütünlüğü kişinin öz farkındalığını kurabilmesi ve genel anlamda bu kavrayışı hayatına yansıtabilmesi adına önemli bir olgudur. Yaş aldıkça; yaptığımız şeyler, kullanılan medyalar ve kurulan alışkanlıklar oluş biçimlerimizi şekillendirmektedir. Bu alışkanlıklar zamanla doğrudan ve de dolaylı olarak bedenin hareketlerinde, formunda ve düşünme biçimlerinde görünürlük kurarlar. Serginin kurmaya çalıştığı karşılaşmalar ile bedeni bilinçli kinestetik algıya açabilmek önemsenmektedir. Çünkü oyun diyaloğu kurabilmenin, eyleme hali ve hayal gücünü devreye sokabilmenin, farklı farkındalık düzlemleri kurulmasına yardımcı olduğunu söylemek mümkündür. Özetle, bu sergi projesi ile, bedenle düşünme refleksini geliştirmek/önermek için bir deneyim alanı kurmak amaçlamaktadır.