21.02.2019
Yazı: Tuba Altuntaş
90 yıllık Oscar tarihi boyunca yüzlerce kısa film aday oldu ve ödüle layık görüldü. Teknolojinin ve anlayışın değişmesiyle birlikte Akademi ödüllerinde kısa film kategorileri de yıllar içerisinde değişim gösterdi. Filmlerin tek makara - çift makara gibi kategorilere ayrıldığı günlerden bugüne Oscar kazanmış “live-action” kısa filmlerden öne çıkanları sizler için derledik.
Quicker and a Wink (1941)
1937’de Penny Wisdom adlı kısasıyla da Oscar kazanan Pete Smith imzalı bu filmde Dr. Harold Eugene Edgerton gelişiminde yardımcı olduğu stroboskopik fotoğrafçılık tanıtılıyor. Filmde, dijital imkanların sonsuz alternatifler yarattığı günümüzden o yıllara baktıldığında bir hayli ilginç görünen, çok hızlı meydana gelen ve çıplak gözle görülemeyen hareketleri yavaş çekim tekniğiyle görebiliyoruz. Bir kurşunun bir ampulü paramparça edişi, futbolcunun topa vuruş anı ve bir sinek kuşunun havada süzülüşü gibi hareketli görüntülere tanık oluyoruz.
The Bespoke Overcoat (1956)
Bir tekstil fabrikasında uzun yıllar çalışan Fender karakterinin dram dolu hikayesine tanık olduğumuz bu filmin yönetmen koltuğunda, daha sonra çekeceği uzun metraj filmleriyle de Oscar’a layık görülen Jack Clayton yer alıyor. Filmde, üretiminde rol aldığı paltolardan birine sahip olma arzusu içinde olan Fender’i ölüm bile bu isteğinden ayıramıyor ve hırslı ihtiyar, palto için hayalet olarak geri dönüyor.
Heureux Anniversaire (1962)
Var Olmanın Dayanılmaz Hafifliği filminin yazarı, sürrealist İspanyol yönetmen Luis Buñuel’in Oscar adayı iki filminin de senaristi olan Jean-Claude Carrière’in yazıp yönettiği bu film, evlilik yıldönümünü kutlamaya çalışan bir çiftin hikayesini konu alıyor. Romantik bir gece geçirmek için özenle yemek hazırlayan ve eşini bekleyen kadınla dışarıda yıl dönümü hediyesi arayan kocanın bir türlü bir araya gelemediği filmde kısacık bir hikaye üzerinden evlilik, ilişkiler ve talihsizlikler temaları özenle işleniyor.
Le Poulet (1965)
19. yüzyıl Fransa’sında maden işçilerinin yaşadığı dramı anlatan Germinal filminden hatırlayabileceğiniz, yazar, yönetmen, oyuncu ve prodüktör Claude Berri’nin ilk filmi olma özelliği taşıyan bu kısada, bir çocuğun çok sevdiği bir horozu sahiplenmesi ve babasının onu kesmemesi için horozun aslında bir tavuk olduğuna anne ve babasını ikna etmeye çalışması anlatılıyor.
Ray's Male Heterosexual Dance Hall (1987)
Televizyon-film yönetmeni, yazar ve prodüktör olan Bryan Gordon bu ilk kısası Oscar’a layık görülen bir diğer film. Bir salon erkeğin, çay partisi havasında buluşup dans ettikleri bir mekanda iş bulan ana kahramanının ekseninde geçen bu absürt komedinin başrolünde Sosyete Polisi’nden tanıdığımız John Achorn yer alıyor.
Visas and Virtue (1997)
1940 Avrupa’sında Litvanya’nın 2. Dünya Savaşı'na katıldığını ilan ettiği dönemde geçen film gerçek bir hikayeye dayanıyor. Japonya'nın Kaunas Büyükelçisi ve eşi, elçilik kapılarının ardında yüzlerce Yahudi katledilirken kendi hayatlarına dair alacakları risklerle yüzleşiyor. Çok sayıda filmde oyuncu olarak yer alan Chris Tashima imzalı bu filmin yazarı da kendisi.
West Bank Story (2006)
İsrail - Filistin sınırına kurulmuş ''Humus Hut'' ve ''Kosher King'' adında iki fastfood restoranında çalışanların arasındaki düşmanlığı ve mücadeleyi konu alan film etkileyici bir müzikal ve kara mizah örneği. Ünlü “West Side Story” filminin İsrail ve Filistin düşmanlığı eksenine kurulduğu bir başka versiyonu olarak karşımıza çıkan bu Batı Şeria Hikayesi hem eğlenceli hem de yerici ögelerle dolu oldukça dikkat çekici bir film.
God of Love (2010)
Filmin yazarı, yönetmeni ve başrolü olan Luke Matheny, filmde aynı grupta müzik yaptığı soliste umutsuz bir aşk besleyen ve aynı zamanda dart şampiyonu olan Raymond karakterini canlandırıyor. Müzik grubundaki diğer çocuğa aşık olan sevdiği kızı elde etmek için her gün dualar eden Raymond, içinde sihirli güçlere sahip dartların yer aldığı bir kutu bulmasıyla hayallerine kavuşuyor fakat aynı zamanda hayatı da karmaşık bir hal alıyor.
Helium (2013)
Ölümcül bir hastalığa yakalanan küçük bir çocukla hastanenin sıra dışı hademesi arasında geçen duygusal bir hikayeyi konu alan film, Anders Walter’ın yazıp yönettiği üçüncü kısası. Hasta çocuğu sıkıntılı dünyasından çıkarmak için hastane hademesinin Helium adında fantastik bir dünyadan anlattığı hikayeleri sayesinde filmde hem hasta çocuk hem de izleyiciler mutlu bir düş yolculuğuna çıkıyor.
The Silent Child (2017)
Doğuştan duyma engelli dört yaşında bir çocuğun ekseninde geçen film gerçek bir yaşam öyküsünden ilham alıyor. Orta sınıf bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelen Libby’nin iletişim kurma becerileri kazandıran sosyal hizmet uzmanı sayesinde hayatındaki engellerin nasıl kalktığını görüyoruz. Sonuncusu gerçekleşen Akademi ödüllerinden Oscar’la ayrılan bu kısa film, küçücük bir farkındalıkla bile sessizliğe mahkum insanların hayata karışması için neler yapılabileceğini gözler önüne seriyor.