07.08.2018
Yazı: Leyla Aksu
İllüstrasyon: Saydan Akşit
Grammy adayı olmuş caz piyanisti, besteci, orkestra lideri, prodüktör, yazar ve eğitmen Vijay Iyer, en çeşitli ve geniş modern kataloglardan birini sunarak caz sahnesinin en heyecan verici ve aktif isimleri arasında yerini aldı. Albümler ve kompozisyonel projelerle daimi bir akış yakaladığı yolculuğunda dışavurum şekli de sesler, türler, enstrümantasyonlar ve temalar içinde sürekli olarak evrilirken, Iyer devamlı olarak müzikal keşifler ve iş birliklerine dair bir beklenti oluşmasını da sağladı. Daha önce 21. Akbank Caz Festivali kapsamında 2011 yılında İstanbullu müzikseverler ile buluşan ve geçtiğimiz yıl yayınlanan Far From Over albümü ile övgüler toplayan sanatçı 2018 yılında isminden en fazla söz ettiren caz müzisyenlerinden biri oldu.
1971 yılında Hindistan’dan göç etmiş bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelen Vijay Iyer, müzik yapmaya genç yaşta keman çalarak başladı ve sonrasında lise orkestrasına katılmasıyla birlikte yavaşça caza doğru yöneldi. Nihayetinde müzik ve piyano tutkusunun peşinden gitmeye karar verdiği ve fizik alanında bir geçmişi ardında bıraktığı kariyerinde Iyer, 20’den fazla albüm yayımladı, sayısız iş birliğine ve gruplara imza attı, Harvard Üniversitesi’nde eğitmen oldu, aralarında MacArthur Bursu olmak üzere bolca unvan topladı.
Karnatik müziğin yanı sıra Hindistan halk müziğindeki ritmik ve melodik fikirlerden ilham alan Iyer, gerek bestelerinde gerekse doğaçlamalarında farklı stillerden müzikal elementler eklemesiyle tanınıyor. Bu stiller Hindistan klasik müziğinden hip hop ve elektronik müziğe uzanırken, Iyer Batı’nın caz geleneklerine olan odağını genişletmek konusunda da her zaman açık oldu. Eserlerini “yaratıcı müzik” olarak tanımlayan Iyer, kendisiyle ilgili şu sözleri dile getiriyor: “Kendimi asla harika bir piyanist olarak görmedim. Kendimi daha büyük bir yörüngenin hizmetine koymaya odaklanıyorum. Bana göre, her seçim bizi bir sonraki seçime daha yakına getiriyor.”
Iyer son yıllarda New York’taki Museum of Modern Art, Londra’daki Wigmore Hall ve Norveç’teki Molde Caz Festivali’nin misafir sanatçı programında yer aldı ve besteleri bu kurumlarda seslendirildi. Sanatçının üretim alanı caz trio projelerinin yanı sıra spoken word ve orkestra yapıtlarına, yaylı dörtlüleri ve film müziğine kadar geniş bir çeşitlilik gösteriyor. Başka disiplin ve türlerden geniş bir skalada sanatçıyla yolları kesişen Iyer, şimdiye dek Butch Morris, Steve Coleman, Wadada Leo Smith, Rudresh Mahanthappa, Dead Prez ve Himanshu Suri ile müzik alanında çalışmalar gerçekleştirken Haile Gerima, Bill Morrison ve Prashant Bhargava gibi sinemacılarla da dirsek temasında bulundu.
Basta Stephan Crump ve davulda Marcus Gilmore’dan oluşan uzun süreli Vijay Iyer Trio, 2009 yılında yayınladığı ve aynı yıl birçok farklı yayın tarafından “Yılın en iyi caz albümü” seçilen Historicity albümüyle “En iyi enstrümantal caz albümü” dalında Grammy’ye aday gösterildi. Üçlünün en yakın tarihli çalışması gruba DownBeat dergisinden beş yıldız getiren 2015 çıkışlı Break Stuff.
Iyer, kariyeri boyunca en sık çalıştığı isimlerden biri olan hip hop sanatçısı ve spoken word şairi Mike Ladd’le ilk olarak 2003’te In What Language albümünü yayınladı. İkili birlikte çalışmaya ve politik olarak yüklü müzikal prodüksiyonlar yaratmaya Still Life with Commentator (2007) ve Holding It Down: The Veterans’ Dream Project (2013) ile devam etti.
Cazı açık ve kişisel ifadenin değişken anlamlarıyla birlikte karakterize ederken, türün “karşı koyma, birlik olma, eğlence ve deneyüstülük” geleneklerini de pekişten Iyer şunları söylüyor: “Öğrencilerime bundan bahsettiğimde, cazı bir toplumsal düzenleme olarak çerçeveliyorum. Çünkü bu müzik, epey vahim durumlardaki insanların bir araya gelmesiyle ve bir anlamda tüm iddiaların aksine güzellik yaratmak ve dünyayı değiştirmekle ilgiliydi.”
Son olarak Iyer, kornette Graham Haynes, alto saksafonda Steve Lehman, tenor saksafonda Mark Shim, basta Stephan Crump ve davulda Tyshawn Sorey’den oluşan kendi altılısıyla birlikte stüdyoya girdi ve geçtiğimiz yıl yayınlanan Far From Over albümünü ortaya çıkardı. Orkestrasıyla birlikte olan yönelimini “farklı dans ritimleri ve dans dürtüleriyle çalışmak” olarak tanımlayan Iyer’in kurduğu yapılar türlerarası sınırları genişletmeye devam ediyor.