10.09.2018
Yazı: Leyla Aksu
İllüstrasyon: Saydan Akşit
Efsanevi Sovyet yönetmen Andrei Tarkovsky’e saygı duruşunda bulunan, sıkı bir şekilde odaklanmış bir müzikal keşfe çıkaran Tarkovsky Quartet, gittikçe kendinden ve kavramından büyük bir oluşum olma yolunda ilerliyor. Oda müziği, barok müziği, doğaçlama ve ince caz unsurları rüya gibi bir deneyim içerisine dokuyan, piyanist ve besteci François Couturier’in başını çektiği bu Fransız-Alman ortaklığı, 2005’teki çıkışlarından beri derinleşen bir referans listesinden faydalanıp kendiliğinden nefes alan, sinematik bir sesi şekillendiriyor. Dörtlü, İstanbul dinleyicilerine 28. Akbank Caz Festivali aracılığıyla salınan işitsel lisanlarını tattırmadan önce ise beraber yarattıkları çalışmalara ve esin kaynaklarına çabuk bir göz atıyoruz.
-- Sinemanın en büyüleyici figürlerinden biri olan Andrei Arsenyevich Tarkovsky, ardında bıraktığı yalnızca yedi film ile bile sinema içerisindeki anlatı, zaman ve lisan anlayışlarını değiştirdi. Kendine ritmik ve uzantısal bir görsel dil yaratan Tarkovsky’i “yönetmenlerin en büyüğüdür. Düşlerin odasında öyle bir doğallıkla hareket eder ki. O anlatmaz. Zaten ne anlatmalıdır ki?” gibi sözlerle betimleyen de Ingmar Bergman’dan başkası değildir.
-- Fakat birçok sanatçı Tarkovsky’nin bu manevi etkisini müzik alanına taşırken, Fransız piyanist, besteci ve Tarkovsky Quartet’in kurucusu olan François Couturier’in projesi için seçtiği başlangıç noktası, direkt olarak yönetmenin eserleriyle en çok ilişkilendirilen temadan geliyor--düşler. “Tarkovsky’nin çalışmalarının hayal gibi tesiri çok kuvvetli ve beni özellikle etkiliyor. Araştırmalarımı ve bu yeni repertuar için yaptığım çalışmaları yönlendiren de işin bu boyutu.”
-- Couturier’in yanı sıra viyolonselist Anja Lecher, saksafoncu Jean-Marc Larché ve akordeoncu Jean-Louis Matinier’den oluşan Tarkovsky Quartet, bu sanatçıların her birine ev sahipliği yapan ECM Records çatısı altında ilk olarak bir araya geldi. Couturier ve Larché ilk buluşmalarını daha 1994 yılında, ud ustası Anouar Brahem’in orkestrasında gerçekleştirdiğinden beri farklı eşleşmelerde sıklıkları yolları kesişen ve beraber çalışan bu müzisyenlerin arasına Lechner’in de katılmasıyla, Tarkovsky Quartet de kurulmuş oldu.
-- Çıkış albümleri Nostalghia – Song for Tarkovsky 2005 yılında yayınlanan, yepyeni besteler ve zarif tematik varyasyonlar barındıran ve müzikal çağrışımları üstü kapalı bırakılsa da her bir şarkısı belirli bir filmle eşleştirilen bu ilk albümle grubun müzikal yolculuğu da başlamış oldu. Grup bundan sonra ilk defa birlikte sahne alarak performanslarını 2016 yılındaki Uluslararası Bergamo Festivali’nde gerçekleştirdi.
-- “Beni en çok etkileyen Tarkovsky’nin filmlerindeki sessizlik ve yavaşlık,” diyor Couturier ve müzikal irdeleme için açılan bu özgün yol, dörtlünün hem doğaçlama hem de modern oda müziğinde derece derece açığa çıkarak her enstrümanın kendi yerini bulmasına müsaade ediyor. Önceleri çoğunlukta Tarkovsky’nin çalışmalarına belirli göndermeler kullanarak ilerleseler de, grup o zamandan bu yana kapsamını genişleterek sanatçının hem hayatına hem de gittikçe de sanat anlayışına yer vermeye başlıyor.
-- İlk albümlerini takiben 2009 yılında yayınladıkları ve kendi isimlerini taşıyan Tarkovsky Quartet biraz daha geniş bir ilham ağı örerek parçalarında Pergolesi, Bach ve Şostakoviç atıflarına da yer bulurken, dörtlünün üçüncü ve en yakın dönemde yayınladığı, Mangred Eicher’in prodüktörlüğünü üstlendiği Nuit blanche (2016) da ana çerçevesini hafıza ve rüya imgeleri üzerine oturtuyor. Fakat Couturier’in 2010’da çıkan, projenin neredeyse bir uzantısı gibi duran solo albümü Un jour si blanc dahil olmak üzere, her yayınla grup, müziğinin doğaçlama bileşenini geliştirip derinleştiriyor.
-- Aynı zamanda sahne performanslarında sıklıkla Andrei Tarkovsky Jr. ile beraber çalışarak video projeksiyonlarını çağırışımcı ve ilişkisel müziklerinin ruhani deneyimini dolgunlaştırmak üzere kullanıyor Tarkovsky Quartet ve kendilerini müzikal keşifler için oldukça bereketli bir toprağın üzerine sıkıca yerleştirmiş olan grup, özgün ilham kaynağından öteye genişleyerek bağımsız bir oluşum olmaya doğru evriliyor.