27.09.2018
Yazı: Leyla Aksu
Dünyaca tanınmış caz müzisyeni ve janrın en çok ses getiren destekçilerinden olan efsanevi alto saksafoncu “Cannonball” Adderley, 1950’li yıllarda, New York caz sahnesinde janrın tarihinde iz bırakmış, destan olmuş bir akşamda ünlendi. Hard bop ile füzyon stillerinin arasında kendi yolunu bulan ve müziği kadar karizmatik kişiliği ve konuşkanlığıyla da tanınan sanatçı, kariyeri boyunca hatırı sayılır birçok işbirliğine imza atarak birbirinden önemli albümlerde boy gösterdi ve oldukça da geniş bir dinleyici kitlesiyle flört etti. 1975 yılında kaybettiğimiz Adderley şimdi 90 yaşında. Sanatçının 90 yaşı nedeniyle kariyerine retrospektif bir bakış sunuyoruz.
Efsanevi saksafoncu, Julian Edwin Adderley olarak 15 Eylül 1928 yılında Florida eyaletinde, oldukça müzikal bir ailenin içerisinde dünyaya geldi. Erkek kardeşi ve hayat boyu işbirlikçisi olan kornet sanatçısı ve besteci Nat Adderley, kariyerinin büyük bir kısmında yanı başında yer alsa da sanatçı genç yaşta, bir yandan lisede bando direktörü olarak çalışırken, hızlı bir şekilde kendi adını duyurmaya başladı. Hızlı, eğlenceli çalışı ve keyifli performanslarıyla da yerli caz sahnesini aştı.
Benny Carter, Charlie Parker ve kendisinin “benim için tüm zamanların en büyüğü ve en sevdiğim caz felsefecisi” olarak tanımladığı Duke Ellington gibilerinden ilham alan Adderley, ünlü lakabını ise iri cüssesi ve durmak bilmeyen yeme alışkanlığından dolayı oldukça erken yaşlarda edindi. “Eskiden, okula gittiğim zamanlarda olabilecek her şeyi yerdim, o yüzden çocuklar da bana ‘Cannibal’ (yamyam) derdi. Yetişkinler bu bağlantıyı anlayamadı” böylelikle de isim ağızda yuvarlana yuvarlana sonunda “Cannonball”a dönüştü.
1955 yılında yüksek lisans eğitimi alma gerekçesiyle New York’a taşınan Adderley kardeşler, her şeyi değiştirecek bir gecede kendilerini Greenwich Village’daki Cafe Bohemia’da buldular. O akşam sahne alacak basçı Oscar Pettiford’un grubundaki saksafoncu gecikince, biraz isteksiz bir şekilde olabilecek en zor ve hızlı parça “I’ll Remember April”ı çalmak üzere Adderley sahneye çağrıldı. Profesyonelliği ve hüneriyle seyircileri kalbinden yakaladı. Hemen o gece, aynı sahnede kendine kalıcı bir yer edindi ve “New Bird” ünvanını kazanarak bir de plak şirketiyle anlaşma imzaladı. Kendisi ise “o noktadan sonra, artık teyit edilmiş bir caz müzisyeni oldum” dedi.
Adderley bu unutulmaz geceden sonra tam zamanlı olarak caza yöneldi ve kendi beşlisini kurdu; grup ile 1957’de bir süreliğine yollarını ayırdıklarında Miles Davis’in efsanevi grubunda, John Coltrane ve Bill Evans gibi müzisyenlerin yanında yer aldı. Davis “Cannonball’ın blues köklü alto saksafonunun, Trane’in armonik çalış şekli ve daha serbest formlu yaklaşımı karşısında yeni bir hissiyat yaratacağını hissettim” diyordu. Some Kind of Blue ve Milestones albümlerinde yer alan Adderley’in de Davis ile çalışırken yaklaşımı değişti; onu “tekniğe daha az sarmış” bir hale getirdi. Davis de Adderley’in 1958 tarihli solo çıkarması Somethin’ Else’te konuk olarak boy gösterdi.
1959 yılında, Down Beat dergisinin “Yeni Yıldız” ödülünü kazandıktan sonra Adderley’in beşlisi yeniden bir araya geldi ve “This Here” parçasıyla hemen başarıyı yakaladı. Riverdale yılları olarak bilinen bu dönemden 1963 yılına kadar bir arada kalan grup, oluşturdukları sound’da bop’ı soul ve funk ile bir arada sunarken, bir yandan da dinleyici kitlesini “Mercy, Mercy, Mercy,” Nat Adderley’den gelen “Work Song” ve “Jive Samba” gibi birbiri ardına gelen sürpriz hit şarkılarla genişletti.
Beşlinin deneyselliği, avant-garde ve elektronik unsurlarla Afrika ritimlerine kadar genişlediği sıralarda da Adderley, Capitol plak şirketiyle anlaştı. Caz için sıkça mikrofon karşısına çıkarak televizyon ve filmlerde yer alan, seminerler veren sanatçı, kendine has, eğlenceli stiliyle de seyircisini her zaman bilgilendiriyordu: “Bu onlara müzikal açıdan söyleyeceklerinizle daha yakın bir ilişki kurmalarını sağlıyor ve bunun sağlıklı olduğunu düşünüyorum. Bazıları gidip kornolarının arkasında saklanıyor. Bense benimkinin arkasına saklanmak dışında olabilecek her şeyi yapıyorum…”
“Geçmiş olmadan gelecek yoktur ve cazın nereden geldiğini anlamayan hiç kimsenin onun nereye gittiğini göstermeye çalışmaya da hakkı yoktur” diyerek bilgi birikiminin altını çizen “Cannonball,” aynı zamanda Walter Booker, Wes Montgomery, Chuck Mangione ve Nancy Wilson gibi isimleri gözüne kestirerek yeni yetenekler keşfetmeye de yatkındı. Adderley’in diğer işbirlikçileri arasında ise Oscar Peterson, Art Blakey, Sergio Mendes, Dinah Washington ve Sarah Vaughan gibi isimler yer alıyor.
“Cannonball” Adderley, “Big Man” adlı folk müzikalini kaydettiği sıralarda, 1975 yılında hayatını kaybetti. John Henry’nin hayatını anlatan bu müzikal, daha sonraki yıllarda Adderley’nin kardeşi tarafından tamamlandı. Kendinden de büyük kişiliği ve yeteneğiyle Adderley, ölümünden bir yıl sonra da Down Beat’in Jazz Hall of Fame’ine alındı.