06.03.2019
Akbank Kısa Film Festivali’nde bir önceki yıl Ulusal Yarışma jürilerinden Hazar Ergüçlü, bu yıl da “Oyunculuk Üzerine” söyleşisinde deneyimlerini aktarmak amacıyla bizlerle olacak. Kendisine oyunculuk kariyerinden jüriliğe, festival deneyimlerinden gelecekteki projelerine dek merak ettiklerimiz soruları sorduk.
Öncelikle Akbank Kısa Film Festivali’nde jüri olmak nasıl bir deneyimdi? Süreç nasıl geçti sizin adınıza?
Akbank Kısa Film Festivali’nde jüri olmak çok mutlu etmişti beni. Jüri olmaya layık bulunmak beni onurlandırmıştı. Çok kıymetli bir ekibin parçası haline getirmişti. Çok güzel kısalar izlemiştim. Hayata bakışları yakın pencerelerden olan insanlar bir araya gelmişti sanırım ki sonuçlar tam da istediğim gibi olmuştu.
BBC’de başlayacak “Mallorca Files” isimli dizide yer alacağınızı ve uzun vadede de yurt dışında projelerde olmak için çalışmalarınızın devam ettiğini açıkladınız. Bir Netflix dizisinde yer almanız size uluslararası anlamda bir ne gibi katkılar sağladı?
Çok daha fazla tanınmamı sağladı, şartlar anlamında yeni bir standartla tanışmış oldum. Vizyonum genişledi haliyle. Şu son bir sene içinde çok şey öğrendim. Hayal edemeyeceğim işlerin içinde buldum kendimi. Müteşekkirim.
Daha önce hiç kısa filmde oyunculuk yaptınız mı ya da önümüzdeki günlerde böyle bir proje var mı? Kısa filmleri takip ediyor musunuz? Son dönemde dikkatinizi çeken kısa filmler var mı?
Daha önce 18 yaşındayken bir kısa filmde oynamıştım. Yakın zamanda Ayris Alptekin’in son kısasında da ufak bir rölüm var. Epey ufak. Bu sene de Hisar Kısa Film Seçkisi’nde jürideyim. Kısa filmlere yakın olmayı seviyorum. İnsanların kısa süre içinde hayata bakışlarını, konuya bakışlarını, herkesin biricik tercihlerini görmek vizyonumu genişletiyor.
Bildiğimiz kadarıyla Kar’ın yönetmeni Emre Erdoğdu ile yeni bir projede birlikte çalışacaksınız. Emre Erdoğdu bir söyleşide sizin filmin yapımcılarından biri de olacağınızı açıkladı. Bu fikir nasıl doğdu ve nasıl gelişti?
Evet Emre’nin ikinci uzun metrajında yapımcıyım. Nedeni de onun sanatsal yeteneğine, olduğu kişiye yatırım yapıp onun dilediği gibi film yapmaya devam etmesine katkıda bulunmak. Çünkü biliyorsunuz bugünlerde bağımsız sinemacıların bir şeylerden ödün vermeden, kendi olmaktan vazgeçmeden, tam bağımsız bir şekilde sanatını icra etmesi neredeyse imkansız. Biz Emre’yle ve Kar ekibindeki hemen hemen diğer tüm arkadaşlarımla güçlerimizi birleştirerek bu engeli ortadan kaldırmaya çalışıyoruz. Bağımsız sinema gerçekten bağımsız olsun diye uğraşıyoruz. Başkalarına tamah etmemek için birbirimizle işbirliği yapıyoruz.
Nuri Bilge Ceylan’ın Ahlat Ağacı’nda yer aldınız ve Cannes’da ana yarışmada kırmızı halıda yürüdünüz. Dünyanın en prestijli festivallerinden birinde ağırlanmak ve dakikalarca ayakta alkışlanmak şüphesiz ki pek çok oyuncunun da hayali. Bize biraz bu deneyiminizden bahseder misiniz?
Cannes’da olmak inanılmaz bir deneyimdi. Hayatım boyunca unutamam. Şiir gibiydi. Nuri Bilge Ceylan’la çalışmak da öyle. 4 gün sürmüştü benim setim ama dünyamı değiştirmeye yetmişti. Cannes’a gitmek de öyle bir tecrübeydi. Umarım tekrar gidebilirim. Hoca’ya orada Maestro diye hitap ediyorlar. Aslında tam olarak ne yaptığınızı, neyin içinde yer almış olduğunuzu, bunun ne kadar önemli bir şey olduğunu Cannes’a gidince anlıyorsunuz.
Genç yaşınıza rağmen bugüne kadar Derviş Zaim, Nuri Bilge Ceylan, Uğur Yücel, Onur Ünlü gibi yönetmenlerle birlikte çalıştınız. Filminde yer almak istediğiniz yönetmenler hangileri?
Gelen ve gelecek olan projelerin ne kadar heyecanlandırdıkları önemli bir belirleyici benim için. Özellikle ilk filmlerle de ilgileniyorum. Yepyeni insanları ve stilleri tanıma fırsatım oluyor.
Size gelen bir projede sizi en çok ne heyecanlandırıyor? Hikaye mi karakter mi yönetmen mi ya da başka neler sizi projeye çekiyor?
Kariyeri inşa ederken zaman zaman sadece gelişmek ve deneyim kazanmak için hikaye çok heyecanlandırmasa da bazı işlerde çalışıyorsunuz ve bence bu çok önemli bir şey. Bizim ilerde seçici olabilmemizi sağlayacak olan bu. Ben her an herhangi bir şeyin beni heyecanlandırmasına açığım. Hikaye, karakter ve yönetmen bunlar hepsi bir bütün, hepsi ayrı ayrı çok önemli. Ama tabii ki önceliğim karakter. Eğer oynayacağım rol beni heyecanlandırdıysa onun peşinden her yere giderim.