12.07.2017
Yazı: Cem Kayıran
İllüstrasyon: Saydan Akşit
Akbank Sanat, 2017’yi farklı coğrafyaların yerel müzikleriyle kapatıyor. Bu sene üçüncü kez düzenlenecek olan Akbank Sanat Dünya Müziği Günleri kapsamında sırasıyla Estonya, Romanya, Mali ve Portekizli müzisyenler Akbank Sanat sahnesinde dinleyicilerle buluşacak.
Müziğe ulaşma metotlarının farklılaşması ve genişlemesi, bir anlamda coğrafi sınırların cılızlaşmasını ve farklı kültürlerle daha rahat bir şekilde haşır neşir olmamızı da beraberinde getirdi. Geride kalan yıllarda Johnny Greenwood, Damon Albarn, James Holden ve nice müzisyenin, farklı ülkelerden müzisyen ve bestecilerle yaptığı işbirlikleri, çeşitli plak şirketlerinin odağını değişik coğrafyalara yöneltmesi ve büyük festivallerin programlarında ana akım isimler olduğu kadar ilginç hikayeleri ve özgün performanslarıyla dikkat çeken yöresel müzik icracılarına da yer vermesiyle, günümüz kitlesel müzik sektörü ve sahnesinde dünya müziği önemli bir yer işgal etmeye başladı.
Dünyanın farklı uçlarıyla gelenek, müzik, ses ve enstrümanlar aracılığıyla bir iletişim kurabilme fırsatı sunacak olan konserler, 6-27 Aralık tarihleri arasında gerçekleşecek. Dünya Müziği Günleri'nin bu yılki programında, ülkelerinin kültürünü farklı perspektiflerle de kesiştiren ve kitlesel anlamda birçok prestijli platformda sahne almış müzisyenler bir araya geliyor.
Üçüncü kez gerçekleşecek Akbank Sanat Dünya Müziği Günleri'nin ilk performansı Estonya geleneksel müziğini modern elektronik dokunuşlarıyla harmanlayan Maarja Nuut’un olacak. 6 Aralık akşamı Akbank Sanat sahnesinde dinleyeceğimiz Nuut, dört yıl önce yayımladığı ilk solo albümü Soolo ile Avrupa’da büyük bir yankı uyandırdıktan sonra dünyanın dört bir yanında konserler verdi. Aralarında WOMEX, Eurosonic Noordeslag ve Mundial Montreal’in bulunduğu önemli müzik buluşmalarında etkileyici performanslar sergileyen kemancı ve şarkıcı Maarja Nuut, ülkesinin geleneksel ezgileri ve temalarını bol katmanlı ve bütünlüklü bir yapıyla servis ediyor.
13 Aralık’ta Akbank Sanat’a konuk olacak Andrei Racu Band ise geleneksel Romen müziğini, yazılı ve yazısız kurallarına tam anlamıyla sadık kalarak yorumluyor. Daha önce ülkenin önemli kültür oluşumlarında solist olarak görev alan ve Romen müziğine dair geniş bir bilgi birikimine sahip olan Andrei Racu, beş kişiden oluşan orkestrasıyla Romen folk müziğini en ince detayına kadar ustalıkla kurgulanmış bir şekilde sahneye taşıyor. Andrei Racu Band üyelerinden Florin Mihalache’ye de ufak bir parantez açmakta fayda var. Avrupa’nın orta doğu ülkelerinde yaygın olan cimbalom enstrümanının virtüözü olan Mihalache, Carpathian Wreath isimli folk müziği orkestrasının da bir üyesi.
N’goni’nin Jimi Hendrix’i olarak tanınan Malili müzisyen Abou Diarra, Dünya Müziği Günleri'nin en uzaktan gelen misafiri. Mandingo arpı olarak da bilinen n’goni enstrümanını çalan Abou Diarra, sıradışı hikayesiyle de fazlasıyla merak uyandıran bir müzisyen. Kör bir virtüöz olan Vieux Kanté’den eğitim alan Diarra, enstrümanıyla aylarca yaya olarak yolculuk yaptı ve çeşitli performanslar sergileyerek Batı Afrika’nın ve enstrümanının geleneğini tam anlamıyla benimsedi. Batı Afrika’dan farklı ülkelerden ritimler ve ezgileri harmanladığı müziğiyle geride kalan aylarda Avrupa’da da büyük yankı uyandıran Abou Diarra Trio, kaçırılmaması gereken özel bir performans sergileyecek.
15 yıllık müzik deneyiminin ardından ilk albümünü geçtiğimiz yıl yayımlayan Tânia Oleiro, Portekiz geleneksel müziği fadoyu büyük bir tutkuyla yorumluyor. Çocuk yaşta annesinin evde söylediği fado şarkılarıyla bu kültürün içine dalan müzisyen, günümüzün sayılı fado sanatçılarıyla birlikte anılıyor. Birçok önemli festivalde ülkenin prestijli fado evlerinde sahne alan Oleiro, büyüleyici sahne performansı ve yorumculuğuyla kusursuz bir fado akşamı vadediyor.