04.10.2021
Röportaj: Cem Kayıran
Üç kuşaklık geleneği bugün yaşatmak: Ramazan Sesler
Nesiller boyu Trakya müziğini ve müzikal geleneklerini dünyaya yayan Sesler ailesinden Ramazan Sesler, 5 Ekim’de 31. Akbank Caz Festivali kapsamında Babadan Oğula Bir Gırnata Efsanesi projesini sahneleyecek. Ramazan Sesler ve ekibine festivale özel bu performansta Anıl Şallıel ve Kaan Bıyıkoğlu eşlik ediyor. Konser öncesinde Ramazan Sesler ile aile mirası müziği ve yakın gelecek projeleri hakkında konuştuk.
Müziğin aile mirası olduğu bir ortamda yetiştiniz. Sesler ailesinin önceki jenerasyonlarından müziğe dair edindiğiniz en belirleyici alışkanlık / yaklaşım ne oldu?
Ailemde Trakya’da ünlü pek çok müzisyen olmuştur. Bu kuşaktan bizzat tanıdığım ve tanımadığım isimler. Bunların arasında özellikle dedem, babamın amcası, amcam ve tabii ki babam Selim Sesler yer alır. Ben babamı örnek aldım. Hem baba-oğul hem usta-çırak ilişkimizle aileye dair birtakım alışkanlıklar edindim. Bunlar: repertuvar, klarnet çalma tarzı, meslek disiplini, karakter ve babamın beyefendi duruşudur.
İlk albümünüz Babadan Oğula’dan bu yana 5 yıl geçti. Ufukta yeni bir albüm görünüyor mu? İpuçları alabilir miyiz?
Yeni kayıtlar üzerine çalışıyoruz ve yakında hayata geçireceğiz. Tekil ve peş peşe yayınlanacak EP’ler perspektifiyle hazırlıklarımız var. Hem yeni besteler, hem yorumlar. Repertuvarımızın 3 ana ekseni etrafında kurgulanan kayıtlar: Trakya-Balkan, Türk Müziği (sanat ve halk) ve tabii ki İstanbul parçaları. Bazı kayıtlarda caz gibi farklı müzik türlerinden gelen konuklar davet etmeyi planlıyoruz.
Bu yeni kayıt çalışmalarında müzikal direktör olarak değerli Volkan Öktem katılacak, birlikte yolculuk edecek ve çalışacağız. Katılması bize heyecan uyandırıyor zira çaldığımız repertuvara aşina ve hâkim olmakla birlikte, aynı zamanda caz gibi ufuklara yelken açmış bir üstad.
Müzikal mirası farklı ufuklarla buluşturmak alışkanlığınız, performanslarınızda da kendini belli ediyor. Bu günlerde sizi en çok heyecanlandıran müzikler, estetiklerden bahseder misiniz?
Beni en çok, bugüne kadar yetiştiğim ve ilham aldığım müzik kültürü heyecanlandırıyor. Zira zengin bir repertuvar olmakla birlikte yaşam tarzımın bir parçası, çocukluğumda ve bugün hâlen yaşadığım bir müzik. Bunun yanında inceliği, doğaçlama boyutu olan farklı müzik türlerinden keyif alıyorum.
5 Ekim’de 31. Akbank Caz Festivali kapsamında Babadan Oğula Bir Gırnata Efsanesi projesinin özel bir performansını sergileyeceksiniz. Bu konserde dinleyicileri neler bekliyor?
2021 edisyonunda, Akbank Caz’ın gökkuşağına dünya müziği olarak tanımlanabilecek bir renk katmayı amaçlıyoruz. Dünya müziği eksenli ve cazcıların katıldığı, Türkiye ve batı çalgılarının bir araya geldiği, doğaçlamaya bol yer verilecek bir konser sahneleyeceğiz. Repertuvarımızın 3 ana ekseni çerçevesindeki parçalar, Babadan Oğula albümünden yer alan bestelerim ve Selim Sesler’le özdeşleşmiş parçalar olacak. Bu akşam dinleti müziğine yoğunlaşacağız.
Sahnede iki caz ustası Anıl Şallıel ve Kaan Bıyıkoğlu ile cazın iki sembol çalgısını, saksafon ve piyanoyu ağırlayacağız. Konuklarımızla bol paylaşımlı bir konser sunacağız.
Babadan Oğula Bir Gırnata Efsanesi projesi start aldığı günden bu yana nasıl şekillendi? Geleceğe dair başka planlar var mı bu projeye dair?
Bu proje Sesler ekolünü yaşatmak düşüncesiyle kuruldu. Babadan Oğula albümü, babamın ve ailemin tarzını ölümsüzleştirmek amacıyla tasarlanmıştı. Albüm yayımlandıktan sonra, üç kuşaklık geleneğimizi ve tarzımızı sahneye taşımak istedim ve Caféturc Music & Arts ile buluşup üzerine kafa yorduk.
Caféturc Music & Arts ile uzun yıllara dayanan bir iş birliği ve dostluğumuz var. 90’ların başında Avrupa’da Türk müziğini yerleşik festivallerde ve müzik salonlarında tanıtan Caféturc Music & Arts kurucusu Kenan Öztürk ile babam pek çok konser yaptı. Bazılarına ben katıldım hatta bazen babam kendi yerine gönderdi. Albüm çıktıktan da bu projeyi Caféturc Music & Arts ile birlikte tasarladık.
Hikâyenin de bir güzel tarafı şu: Babam ve Kenan Abi ile başlayan bu uzun yolculuk, bugün ben ve Kenan Abi’nin oğlu, artık Caféturc’ü yöneten Ekim Öztürk ile devam etmekte.
Müzikal gelenekleri yeni nesillere taşımak anlamında müzik festivallerinin nasıl bir rol üstlendiğini düşünüyorsunuz? Bu anlamda Akbank Caz Festivali programında yer almak size nasıl hissettiriyor?
Müzik kültürünün en önemli mekânlarından biri festivaller. Dolayısıyla müzikal geleneklerin festival programlarında yer alması, yeni nesillere aktarılması bakımından çok önemliler. Pandemide de hepimizin yaşadığı gibi ortak kültürler, ortak duygular yaratmak ve sürdürmek için sahne çok önemli bir işleve sahip.
Akbank Caz Festivali’nin programında böyle bir pencere açması çok değerli ve festivalde yer almaktan, festivalin seyircisiyle buluşmaktan onur duyuyorum. Sesler ekolüne verdiği değerden dolayı Akbank Caz Festivali ailesine minettarız.