24.12.2018
Yazı: Cem Kayıran
İllüstrasyon: Saydan Akşit
Avangart müziğe yön veren kolektif Art Ensemble of Chicago, kuruluşunun 50. yılını özel bir turneyle ve çeşitli yayınlarla taçlandırdı. Geçtiğimiz Kasım ayında canlı izleme şansı bulduğum efsanevi ekibin müzikal yolculuğundan önemli detaylar ve Le Guess Who? kapsamında gerçekleşen konserine dair gözlemler...
Serbest müzik ya da avangart müzik denince dünya genelinde akla gelen ilk birkaç ekipten biri şüphesiz ki Art Ensemble of Chicago olacaktır. Müzik tarihinin en özgün serüvenlerinden biri olan ekibin yolculuğu 1960’ların ortasında, Association for the Advancement of Creative Musicians oluşumu bünyesinde başladı. Muhal Richard Abrams’ın liderliğinde, aralarında tam bir uyum yakalanana dek günler ve haftalar boyu doğaçlama çalan ekipten Lester Bowie, 1969 yılında tüm kadroyu Paris’e taşınmaya ikna etti. Avangart caz müziğin tarihine yön verecek bu serüven de Paris’te bir çiftlik evinde kurulan stüdyoda başladı.
Lester Bowie, Roscoe Mitchell, Malachi Favors, Joseph Jarman ve Famoudou Don Moye’den oluşan efsanevi kadrosuyla 1970’li yılların başlarıyla birlikte dünya genelinde yankı uyandırmayı başaran Art Ensemble of Chicago, durmak bilmeden üretmeye, yeni sesler keşfetmeye ve parçaları arasındaki iletişimi diri tutmaya gösterdiği özenle ilham verici bir kolektif halini aldı. Famoudou Don Moye, o dönem ekibin lideri olan Bowie’nin Art Ensemble of Chicago ile ilgili öngördüklerini şu sözlerle anlatıyor:
“1970 yılıydı, gruba yeni katılmıştım. Lester bana eğer tarihin bir parçası olmak istemiyorsam onlara bulaşmamam gerektiğini söyledi.”
Kendilerinden önce konmuş kalıplara aldırış etmeden, yapı-bozumcu bir tavırla özgün ses ve duygu bütünleri yaratmayı başaran Art Ensemble of Chicago’nun her bir üyesi 1970’li yıllarda farklı ikililer, üçlüler ve solo projeleriyle de üretimlerini sürdürdü. Grubun kurduğu plak şirketi AECO’dan yayınlanan albümlerin ve sergiledikleri benzersiz performansların etkisiyle kolektifin her bir üyesi avangart müzik sahnesinde birer kahramana dönüştü.
1980’li yıllarda ECM etiketiyle en popüler albümlerini peş peşe yayınlayan Art Ensemble of Chicago, birçok otorite tarafından “Döneminin en iyi caz topluluğu” olarak gösteriliyordu. Urban Bushmen ve The Third Decade gibi albümler, grubun kült mertebesine ulaşmasında önemli rol oynadı.
Grubun orijinal üyelerinden Lester Bowie 1999 yılında; Malachi Favors da 2004 yılında hayatını kaybetti. Bir diğer kurucu üye Joseph Jarman da spiritüel çalışmalarına odaklanmak üzere uzun yıllar gruptan ayrı kaldı. Bu gelişmelere karşın kimi zaman üçlüler kimi zaman da konuk müzisyenler eşliğinde performanslarını sürdüren Art Ensemble of Chicago, kuruluşunun 50. yılı olan 2018’i kapsamlı bir turne ve özel yayınlarla taçlandırdı.
Birçokları tarafından “Great Black Music” (Harika siyahi müziği) olarak tanımlanan müziklerinin jenerasyonlar ve kültürler arası bir miras olduğunu tekrar ispat etmek için yola çıkan ekip, genişlemiş ve yenilenmiş bir kadroyla 2018 boyunca ABD ve Avrupa’da özel konserler verdi. Bu turne kapsamında İngiltere’de Café OTO’da, İspanya’da Primavera Sound Festival’da ve son olarak da geçtiğimiz Kasım ayında gerçekleşen Hollanda’nın Utrecht şehrindeki Le Guess Who? festivalinde sahne alan Art Ensemble of Chicago kadrosu, orijinal üyeler Roscoe Mitchell ve Famoudou Don Moye ile birlikte Hugh Ragin, Jaribou Shahid ve Tomeka Reid’den oluşuyordu.
Grubun Le Guess Who? kapsamında, Tivoli Vredenburg’un muhteşem ana sahnesinde gerçekleştirdiği performans, baştan sona benzersiz bir deneyimdi. Roscoe Mitchell’ın uzun soluklu solosuyla açılan konserde, ekibin 50 yıllık serüveninden tanıdık kimi tınılar yeni yorumlamalar ve çarpışmalarla çalınıyordu. Çello ve iki kontrbas eşliğinde ses paletini genişleten Art Ensemble of Chicago’nun ifade biçimi, adeta zaman algısına ve müziğin yazılı / yazısız kurallarına bir başkaldırı gibi duyuluyordu. Grubun bundan 50 yıl önce bir stüdyoda kendi aralarında konuşurken de bu motivasyonu taşıdığını hayal etmek güç değil.
Performansı baştan sona yöneten ve birçok anında yükselişlerin, patlamaların öncüsü olan Roscoe Mitchell ve sahneye elinde bastonuyla topallayarak çıkan ama davulun başına geçince yerinde duramayan Famoudou Don Moye’nin genç müzisyenlerle olan iletişimi ve yakaladıkları bütünlük, Art Ensemble of Chicago’nun alıştığımız müzik kolektiflerinden ne denli farklı bir yapı olduğunu gözler önüne serdi. Bir fikirden ziyade hislerin peşinden giden bir tutkunun, adeta bir bakış açısına dönüştüğü alternatif bir dünyadan kesitler sundu Art Ensemble of Chicago. Bu dünyanın izlerini günümüzde başka müzisyenlerde de görmek mümkün ama Roscoe Mitchell, Famoudou Don Moye, Joseph Jarman, Lester Bowie ve Malachi Favors’ın bağlamı her geçen gün genişlemeye devam eden mirasını canlı olarak deneyimlemek, bir müziksever için başlı başına unutulmaz bir hal alıyor.