30.05.2019
Yazı: Ekin Sanaç
Kolaj: Sadi Güran
Danimarka cazının parlak tarihi II. Dünya Savaşı yıllarına kadar uzanıyor. Savaş sebebiyle turne programlarının kesintiye uğradığı bu yıllar, ülkenin kendi caz sahnesinin daha önce olmadığı kadar canlanmasına vesile oldu. 1940’larda Nazi işgali altındaki Danimarka’da caz, bir direniş müziği olarak şekillenirken sayıca artan bir dinleyici kitlesine sahip oldu. 1960’lı yıllar boyunca Amerikalı birçok ünlü caz müzisyenin yerleştiği Kopenhag, zamanla Danimarka caz sahnesinin usta isimleriyle Amerikalı müzisyenlerin bir arada yer aldığı birçok performans ve kayda ev sahipliği yaptı. Nordik Film Günleri kapsamında hazırladığımız liste ile Danimarka caz sahnesinde yerini alan 10 müzisyene kulak verebilirsiniz.
John Tchicai
Kopenhag doğumlu John Tchicai, 1960’ların başında dört seneliğine New York’a taşındı ve avangart caz sahnesinde kendine özel bir yer edindi. John Coltrane ve Albert Ayler gibi isimlerle yaptığı kayıtların yanı sıra New York Contemporary Five ve New York Art Quartet isimli topluluklarıyla da tanınıyor. Danimarka’da serbest cazın öncülerinden olan saksafoncunun lider ve grup üyesi olarak yayınladığı çok sayıda albüm mevcut. Tchicai kompozisyonları ritmik ve şiirsel yapılarıyla teşhis edilebilirken, daima emprovizasyona da alan bırakıyor.
Thomas Clausen
Kariyerine Bill Evans mentorluğunda, 1970’lerde başlayan Thomas Clausen, Danimarka’nın en önemli caz piyanistlerinden biri. Yoğun ve verimli solo kariyeri bir yana bugüne kadar Eddie “Lockjaw” Davis, Ben Webster, Joe Henderson, Lee Konitz ve Dizzy Gillespie ile çalışan Clausen, Miles Davis’in 1989 tarihli konsept albümü Aura’da da dinleyici karşısında. Müziği çok yönlü düşünebilen ve icra edebilen bir sanatçı olarak caz ile sınırlanabilecek alandan çok daha geniş bir yelpazede üretimlere sahip.
Marilyn Mazur
Henüz altı yaşındayken New York’tan Kopenhag’a taşınan sanatçı, caz kariyerini Danimarka’da inşa etti ve yalnızca Danimarka’nın değil dünyanın en iyi perküsyoncularından biri haline geldi. Bugüne kadar Miles Davis, Gil Evans ve Jan Garbarek gibi pek çok yıldızla çalışan Mazur, aralarında Jazzpar Prize’ın da bulunduğu birçok ödüle layık görüldü ve prestijli Down Beat dergisi tarafından defalarca “Daha geniş kitlelerce tanınması gereken perküsyoncu” ilan edildi. Mazur, 2002’de Jan Garbarek ile, 2009’da ise 19. Akbank Caz Festivali sanatçısı olarak İstanbul’u da ziyaret etmişti.
Jesper Thilo
Thomas Clausen ile birlikte Miles Davis’in Aura albümünde yer alan saksafoncu Jesper Thilo, ilhamını Amerikan swing ve bebop’undan alıyor. 1960’larda Arnved Meyer’in orkestrasında çalan sanatçı, ilerleyen yıllarda Ernie Wilkins’in Almost Big Band’i ve DR Big Band’de boy gösterdi. 1989’da ise kendi topluluklarını kurma motivasyonuyla bu gruplardan ayrıldı. 1980’lerden bugüne lider olarak yer aldığı pek çok kayıt bulunuyor.
Pierre Dørge
New Jungle Orchestra’nın kurucusu olan avangart caz gitaristinin zengin diskografisi, Afrika gelenekleri, Balkan tınıları, Çin ve Hint kültürlerinden esintiler taşıyan yenilikçi yaklaşımlarla ona özel bir saygınlık kazandırıyor. Bugüne kadar Johnny Dyanai, Khan Jamal, David Murray ve Don Cherry gibi isimlerle çalışan Dørge, kariyeri boyunca birçok ödüle layık görüldü ve dünyanın 40’tan fazla ülkesinde sahne tozu yuttu.
Niels Lan Doky
Henüz 15 yaşındayken, o yıllarda Kopenhag’da yaşayan trompet efsanesi Thad Jones ile çalışmaya başlayan Niels Lan Doky, 1980’lerin başında Danimarka sahnesinin New York yolcularından biri oldu. Eğitimini prestijli Berklee College of Music’da tamamlayan piyanist, besteci ve prodüktör, sonrasında Amerikan caz dünyasının devleriyle aynı sahneyi paylaştı. Bugüne kadar bas gitarda kardeşi Chris Minh Doky’i dahil eden The Doky Brothers adlı grubu ile ve lider olarak yer aldığı toplam 37 albüm yayınlayan sanatçı aynı zamanda Kopenhag’daki The Standard ve Jazzhus Montmartre kulüplerinin de kurucusu.
Fredrik Lundin
Kariyerine 1980’lerde kurduğu caz dörtlüsüyle başlayan saksafon ve flüt ustası, besteci Fredrik Lundin, bugüne kadar aralarında Ben Webster Prize’ın da bulunduğu 10’un üzerinde ödüle layık görüldü. Sınırları esnetmeyi seven stiliyle İskandinavya’da kendi jenerasyonunun yıldız isimleri arasında yerini alan sanatçı, 2000 yılında bir araya getirdiği ve onu birçok ödülle buluşturan 11 kişilik grubu Fredrik Lundin Overdrive’ın yanı sıra Five Go Adventuring Again isimli beşlisiyle Offpiste Gurus ve (Marilyn Mazur ile Kasper Bai ortaklığındaki) MaLuBa Orchestra projeleriyle tanınıyor.
Bo Stief
Bo Stief, Nordik caz, swing, hard bop, funk, rock, Afro ve Latin caz gibi pek çok farklı stile hâkimiyetiyle Danimarka’nın ve dünya sahnesinin ileri gelen bas virtüözlerinden biri. 50 yılı aşkın kariyeri süresince Miles Davis’den Eddie Harris’e, Dexter Gordon’dan Don Cherry’e birçok ustayla çalışan sanatçı, dünyayı turlayarak birçok uluslararası caz festivalinde de boy gösterdi.
Simon Toldam
İskandinavya’nın genç nesil müzisyenleri arasında ayrıcalıklı bir yere sahip olan Simon Toldam, ilk trio projesini henüz dokuz yaşındayken hayata geçirdi ve o gün bugündür de lider ve grup üyesi olarak farklı ekiplerle üretimlerini sürdürmekte. Ülkesinin ileri gelen caz ve avangart yayıncılarından ILK aracılığıyla paylaştığı 12 albümü bulunan Toldam, kompozisyon ve emprovizasyon çalışmalarını kendi triosu ve Stork isimli orkestrasıyla sürdürüyor.
Jakob Bro
Gitardaki üstün meziyetleriyle İskandinav caz sahnesinin en can alıcı figürlerinden biri olan Jakob Bro, kendi ismini taşıyan triosu ve quartet’inin yanı sıra elektronik müzik prodüktörü Thomas Knak ile birlikte yürüttüğü Bro/Knak projesiyle de tanınıyor. Melodi odaklı üretimlerden yana olan müzisyenin albümleri ülkesinde yılın albümü ünvanına birçok kez layık görüldü. Paul Motion & The Electric Bebop Band’in eski üyesi olan sanatçı, bugüne kadar Paul Bley, Chris Cheek ve Bill Frisell gibi birçok önemli caz figürüyle çalıştı.